CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Selin Sayek Böke, “Diktatör olmaya özenenler varsa bilin ki ‘kahrolsun istibdat’ diyenler de var. Bilime, bilim insanlarına, bu ülkenin geleceğine biz, kalabalıklar mutlaka sahip çıkacağız” dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında genel merkezde toplandı. Toplantının ardından MYK gündemine ilişkin basına açıklamalarda bulunan Böke, yüzlerce akademisyenin ihraç edildiği son KHK ile ilgili konuştu.
“Bir sinsi gece yarısı kararnamesiyle pek çok değerli akademisyen kıyıma uğradı” diyen Böke, “Bir ülkenin üniversitesi yok ediliyorsa, bir ülkenin en değerli bilim insanları üzerinden silindir gibi geçiliyorsa o ülkenin geçmişi de geleceği de yok edilmeye çalışılıyor demektir” ifadelerini kullandı.
-“DÜN İTİBARİYLE TÜRKİYE’DE ÜNİVERSİTE YOK EDİLDİ”-
Mekteb-i Mülkiye’nin, cumhuriyetin kadrolarını yetiştirmiş olan bir soylu kurumun, bir geleneğin yok edildiğini, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin Tiyatro Bölümü’nün artık fiilen olmadığını, özgür basının temsilcilerini yetiştiren İletişim Fakültesi’nin dağıtıldığını belirten Böke, daha nice fakültenin, onlarca bilim insanının Türkiye akademisinden bir kararname ile kopartıldığını kaydetti. Böke, “Dün itibariyle Türkiye’de üniversite yok edildi. Dersini alabilmek için sıraya girmeleri gereken hocaları, cahil cesaretiyle öğrencilerinden kopardılar” diye konuştu.
-“KARANLIKLA İŞBİRLİĞİ YAPAN REKTÖRLER”-
Rektörlere de tepki gösteren Böke, “Üniversitesini korumayan, hocalarını, bilim insanlarını, otoriter iktidarın önüne atan, o karanlıkla işbirliği yapan rektörler de bu iktidarla beraber o karanlık tarihe yazıldılar ve bilsinler ki o karanlık tarihe de hep birlikte gömülecekler. Onlar da asla unutulmayacaklar” dedi.
-“BUGÜNÜN DARBECİLERİ DE UTANÇ İÇİNDE SİLİNİP GİDECEKLER”-
Bu durumun ilk kez yaşanmadığını, her darbenin önce üniversiteleri susturduğunu ifade eden Böke, şunları kaydetti:
“Çünkü darbeciler en çok bilimden, bilgiden, aydınlıktan, özgürlükten korkar. Evren faşizmi, 1980; Korkut Boratav’ı, Bülent Tanör’ü, Tarık Zafer Tunaya’yı üniversiteden atmıştı ama bugüne bakıyoruz, bu hocalar bize bugün ışık olmaya devam ediyorlar. Onlar onurlarıyla, geçmişleriyle dimdik ayakta kaldılar. Oysa onları üniversiteden ve bilimden kopartabileceğini zanneden darbeciler, bir utanç içinde silinip gittiler. Bugün üniversiteden atmaya kalktığınız bilim insanları da mutlaka ayakta kalacak. Dünya onlara hak ettikleri saygıyı duymaya mutlaka devam edecek. Bugünün darbecileri de aynı 12 Eylül darbecileri gibi utanç içinde silinip gidecekler.”
-“AKADEMİSYENLERİN SESİ OLACAĞIZ”-
Böke, “Onların kısılmaya çalışılan sesi olacağım” diyerek, ihraç edilen bazı akademisyenlerin mesajlarını da okudu. Böke, “Çok değerli bilim yoldaşlarım, şunu bilmenizi isterim biz de boyun eğmeyeceğiz. Biz sizin sesiniz olmaya devam edeceğiz, siz sesinizi özgürce çıkartabildiğiniz bir Türkiye’ye erişene kadar” diye konuştu.
İstifa eden akademisyenlerin bile görevlerinden ihraç edildiğini belirten Böke, “Neden ihraç ediliyorlar, çünkü bir hınç duyuluyor, çünkü aydınlığa, özgürlüğe karşı bir mücadele veriliyor. Çünkü onlar hak ettikleri emekliliklerinden, yurtdışına çıkabilme özgürlüğünden, pasaportlarından mahrum bırakılmak isteniyor. Çünkü bu zihniyetin bir derdi var, bu zihniyet aydınlığa, özgürlüğe karşı, yaşamasınlar, yok olsunlar isteniyor” diye konuştu.
-“ALIN BÜTÜN BİNALAR SİZİN OLSUN”-
Söz konusu KHK ile Türkiye’nin aydınlık yarınlarını karartmak için bir adım atıldığını ifade eden Böke, şöyle devam etti:
“Ancak kendisini bilime adamış olanlar, özgürlük isteyenler, bilim isteyenler, barış, demokrasi isteyenler, birlikte yaşam diyenler onurlarıyla yaşamaya devam edecekler. Onlar bilimi, bilim onları, onlar barışı, barış onları, onlar demokrasiyi,idemokrasi de onları asla terk etmeyecek çünkü üniversiteleri, üniversite yapan binaları değildir, içinde fikir üretilmesi, içinde tartışma yapılabilmesidir. Binanız size kalsın, alın bütün binalar sizin olsun. Bize bu insanların fikirleri, özgürlük mücadeleleri, demokrasi iradesi fazlasıyla yeter. Üniversite dediğimiz yer, sizin binalarınız değil, bu insanların olduğu her yer; sokaklar, kahvehaneler, odalar…
-“SİZE VE KOKMUŞ KARANLIĞINIZA TESLİM OLMAYACAĞIZ”-
Bizi biz yapan ne varsa, bütün mekanların, bütün değerlerin, bütün tarihin üzerinden silidir gibi geçmeye bir niyetiniz var, çok belli ama siz de şunu bilin, biz de çok kararlıyız. Biz o tarihe sonuna kadar sahip çıkacağız ve o tarihle bir gelecek yazacağız. Biz buradayız, bir yere de ayrılmıyoruz. Siz Türkiye’yi bir karanlığa hapsetmeye ne kadar inat ettiyseniz, biz de Türkiye’yi hak ettiği aydınlığa hep beraber çıkartmaya o kadar karalıyız. Size ve sizin kokmuş karanlığınıza asla teslim olmayacağız. Diktatör olmaya özenenler varsa bilin ki ‘kahrolsun istibdat' diyenler de var. Bilime, bilim insanlarına, bu ülkenin geleceğine biz kalabalıklar mutlaka sahip çıkacağız. Yeni, aydınlık bir geleceği bu değerli insanlarla ve onların yetiştirmiş olduğu milyonlarla beraber mutlaka kuracağız.”
-“FİKRİNİ SÖYLEYENLERE ‘TERÖRİST’ LAKABI TAKIYORLAR”
Böke, bir gazetecinin, son KHK’nın referandum süreciyle bağlantısı olup olmadığına ilişkin sorusu üzerine ise şöyle dedi:
“İbrahim Kaboğlu, dünyaca tanınan bir profesör ve anayasa hukuku çalışıyor. Anayasa değişikliği teklifinin Türkiye’ye nasıl zararlar vereceğini, Türkiye’nin hayrı için ‘hayır’ denmesi gerektiğini bilimsel verilerle ve bilgisiyle hepimizle paylaşıyordu. Anlatacak hikayesi olmayanlar, demokratik hakkını kullanarak fikrini söyleyenlere ‘terörist’ lakabı takarak, demokrasiyi yok etmek istiyorlar. Onların anlatacak hikayeleri yok ama yüzlerce akademisyenin yazacağı aydınlık bir Türkiye hikayesi var.”