Cumhuriyet Halk Partisi Mersin İl Başkanı Abdullah Özyiğit, parti binası önünde partililer ve demokrasi güçlerinin katılımı ile düzenlediği basın toplantısında referandumdan çıkan sonucu değerlendirdi.
Referandum sürecinde hayır kampanyası yürütenlere teşekkür eden Özyiğit, “Hayır’la çıktığımız umut, huzur, birlik, kardeşlik ve demokrasi mücadelemizde yol arkadaşlığı yaptığımız yoldaşlarım, kader birliği yaptığımız dava arkadaşlarım, bu mücadele içerisinde özveriyle, fedakârlıkla, yaşamını, zamanını, sağlığını, bir kenarda tutup ‘memleket meselesi’ni hayırla içselleştiren, vatandaşlık görevini yerine getiren yurttaşlarıma, gece gündüz demeden, dağ taş, köy kasaba, mahalle sokak ve erişilmedik, ulaşılmadık kişi ve yer bırakmayan Milletvekillerime, Kadın –Gençlik Kollarıma, Önceki dönemlerde görev yapmış ve şu anda görev yapan İl-ilçe başkanlarım ve yönetim kurullarım, Belediye Başkanlarım, belediye ve il genel meclis üyelerim, vefakar partili üyelerim, sandık başında görev yapan sorumlu, müşahit, gönüllü arkadaşlarım, bu süreçte ideolojilerini, dünya görüşlerini, siyasi kimliklerini, ülkenin birliği, bütünlüğü ve hayrı için bir kenarda tutarak bizlerle beraber olan, genel merkezlerini, devletin, ülküdaş ve dava arkadaşlarının, telkin ve baskılarına boyun eğmeyen ülkücü, milliyetçi, muhafazakar, kararlı, devletin her türlü baskısına maruz kalarak, genel başkanları, milletvekilleri gözaltında olan,BDP'li, yıllardır merkez sağda siyaset yapan, Vatan Partili, ÖDP, Birleşik Haziran Hareketi, Sosyalist Partilere ve tüm sendika, demokratik kitle örgütleri, meslek odaları inanç gruplarına, cesur, yürekli tarih yazan bu tavırları ve emeklerinden dolayı örgütüm ve şahsım adına teşekkür ediyorum” dedi.
HUKUK ADALET HAKKANİYET YERLE İHSAN EDİLDİ
Seçimin OHAL sürecinde gerçekleştiğini anımsatan Özyiğit, “16 Nisan Pazar günü yapılan Anayasa ve rejim değişikliği seçimi sizlerinde bildiği gibi OHAL ortamında, eşit şartlarda yapılmamıştır. Devletin, tüm imkan ve olanaklarının yanı sıra yerel yönetimlerin, sermaye kesiminin, medyanın her türlü desteğini alan EVETçi yapı referanduma uzak ara önde girmesine rağmen başaramadılar. Hepimiz, yurttaşlarımızla birlikte ulusun, ülkenin, birliği bütünlüğü için Cumhuriyetin, Demokrasinin, laikliğin, parlamenter sistemin, temel hak ve özgürlüklerin yaşanabilecek bir ülke olması için sandıklara gittik. Oy verdik, sahiplendik, mücadele ettik. Hepimizin isteği hak hukuk ve demokrasi idi. Ama ne yazık ki eşit koşullarda yapılmayan bu seçimlerde ne yazık ki hukuk adalet hakkaniyet yerle ihsan edildi. Göz göre göre emeğimiz, umutlarımız, geleceğimiz ve hayallerimiz yok edilmek istendi. Etmeyecekler, edemezler. Bizlere emanet edilen 94 yıllık Cumhuriyetin savunucusuyuz. Bugün gelinen nokta, ülkenin birliğini bütünlüğünü cumhuriyetin ve demokrasinin değerlerini yok etmek isteyen, en büyük güvencemiz olan hukuk devletini ortadan kaldıran, bilinmeyen karanlık bir noktaya gelmiş olmasıdır” diye konuştu.
Çıkan sonucu “bir anlayışın, bir zümrenin ve bir adamın anayasası olmuştur” sözleriyle eleştiren Özyiğit, şöyle devam etti:
“Anayasalar, toplumsal uzlaşı belgesidir, metnidir. Yapılacak olan anayasa 80 milyonun anayasası olması gerekirken, ülke toplum ikiye bölünerek bir kesimin, bir anlayışın, bir zümrenin ve bir adamın anayasası olmuştur.
Kentimizde yüzde 64.2 gibi bir oranla HAYIR çıkararak başarılı olmamız bizleri mutlu etmemiştir. Adı yüksek olan seçim kurulunun seçim esnasında aldığı kararla meşrululuğunu ve saygınlığını küçültmüştür. Hepimizin, hatta dünyanın bildiği şekli ile bu Yüksek Seçim Kurulu bu referandum seçimini tartışılır hale getirmiştir. Seçim kanunundaki düzenleme gayet açık ve nettir. ‘Mühürsüz, zarf ve oy pusulaları kullanılamaz, kullanılmışsa geçersiz sayılır’ bu hüküm ihlal edilmiş, seçim kurulu bu kararı ile tarihe kara bir leke olarak geçmiştir. Bu karar düzelmezse yıllarca hukuk dışı bir karar olarak ve tartışılarak insanların, kamunun ve tüm dünyanın vicdanını sızlatacaktır ve ülkemiz hukuk tanımayan, adaleti hiçe sayan, itibarsız bir ülke olarak çağdaş ülkelerden soyutlanacaktır. Yüksek Seçim Kurulunun üyeleri bu kararla devletin, bağımsızlığına, sosyal hukuk devleti temel ilkelerine darbe vurmuşlardır. Devletleri güçlü kılan, itibar kazandıran hukukun üstünlüğüne ve yargının bağımsızlığına uygun kararlar alarak davranmakla mümkündür. Devlet millet için vardır. Devlet ve kurumlar bir kişinin, bir zümrenin, bir anlayışın temsilcisi olamaz, onlar göre hareket edemez. Ne yazık ki bu ülkede devletin tüm kurumları evet için millet ise hayır için kampanya yürütmüş, sandığa gitmiştir.”
MÜCADELEMİZE KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM EDECEĞİZ
Kazanılan zaferin hayır kullananların olduğunu kaydeden Özyiğit, “Pirus Zaferi kazanan bu devletleşen parti bu kadar şaibeyle bu kadar adaletsizlikle, bu kadar haksızlık ve vicdansızlıkla, bu kadar hırsızlıkla toplumu bu kadar ayrıştırmakla ülkeyi bu kadar itibarsızlaştırmakla kazanılan zafer anlamsızdır, geçersizdir, hükümsüzdür. Bu referandumda kazanılan zafer, demokrasiyi savunan her kesimin, güçlerin hayır oyu kullanan milletindir. Çünkü baskı gören, hakaret edilen, hapse atılan bıçaklanan, kurşunlanan, şiddete maruz kalan, ötekileştirilen bizlerdik. Yapan ise sizlerdiniz! İnsanlarımızı yaşamları ile, ekmekleri ile, işleri ile, sosyal yaşam alanları ile, umut ve hayalleri ile tehdit ederek, baskı kurarak, sindirerek, demokrasi paydasından uzaklaştırmak isteyerek referandum seçimine gittiniz. Başaramadınız, başaramayacaksınız. Daha çok birleşecek, daha çok bütünleşeceğiz. Daha çok birlikte olup demokrasi mücadelemize kaldığımız yerden devam edeceğiz” dedi.
BU SEÇİM İPTAL EDİLMELİDİR
Hukuki sürecin sonucunu bekleyeceklerini dile getiren Özyiğit, şunları ifade etti:
“Bildiğiniz gibi dün tüm Türkiye’de itirazlarımız yaptık. Bu seçimi meşru görmüyoruz ve bu seçimin iptal edilmesini istiyoruz. Bunu n için tüm hukuki ihlaller yanı sıra YSK’nın almış olduğu karar seçimin iptali için gerekli olan maddi temelleri sağlamıştır. Bu seçimde hile vardır. Bu seçimde hukuksuzluk vardır, bu seçimde bir anlayışın ve tek adamlığın meşruluğu vardır. Bu seçim iptal edilmelidir.
Hukuki sürecin sonucunda siyasi ve toplumsal gelişmeleri değerlendirerek, bu ülkenin huzuru, mutluluğu için, Cumhuriyetin ve Demokrasinin değerlerine sahip çıkmak için mücadele alanlarımızı geliştirerek, büyüterek yolumuza daha güçlü şekilde devam edeceğiz. Bu inanç bu tecrübe bu birikim bu birliktelik hepimizde mevcuttur. Çanakkale de, Dumlupınar’ da, Kurtuluş Savaşında ve ülkemizin değişik siyasi dönemlerinde memleket için halkın mutluluğu, barışı, birlikte kardeşçe yaşamak için darağaçlarında, işkence hanelerde, cezaevlerinde, Gezi de hayatlarını hiçe sayarak bu uğurda can verenler bizim ışığımız olmuşlardır.
Buradan sesleniyorum! YSK halkın itirazlarına tepkilerine ve halkın kararına uyarak yanlıştan dönüp Anayasal hükümleri içerisinde kararını vermelidir. Mühürsüz seçim olarak tarihe geçen bu referandum seçiminin iptali kaçınılmazdır, Gereklidir, zorunludur. Bu ülkede sandığa gidip vatandaşlık görevini yerine getiren, oy veren herkesin vebali, namusu, onuru ve şerefi devletin ve YSK’nın iki dudağı arasında olmamalıdır. Tek adamın ve 11 kişiden oluşan kurul üyelerinin siyasi ikballeri için de olmamalıdır. Oy, mühür namustur, şereftir, güvendir, itibardır, saygıdır, iradedir, meşruluktur ve bu ülkenin birliği bütünlüğüdür.”
EMEK, HAK VE OY HIRSIZLIĞINA KARŞI MÜCADELEMİZ BİTMEDİ!
OHAL sürecinin uzatıldığına dikkat çeken Özyiğit, “16 Nisan Referandum Seçimlerinde, billboardlarda, televizyonlarda, çalışmalarında, ‘Sıkıyönetimin kaldırılması’, ‘Yargının bağımsızlığı’ ve hak hukuktan bahseden EVET çi anlayış daha dün OHAL süresini tekrar uzatmış, yargıyı ise tamamı ile bağımlı hale getirmiştir.
Unutmayınız! CHP bu güne kadar Atatürk’çülerin, Laiklerin, mazlumun, kimsesizlerin temsilcisi olarak tarihi sorumluluğunu yerine getirdi ve getirmeye devam edecektir. Bundan böyle ise yüreği adaletten yana, haktan yana, hukuktan yana, özgürlükten yana olan herkesin yanında yer almaya devam edecektir.
Durmayacağız, teslim olmayacağız, vazgeçmeyeceğiz, mücadelemize devam edeceğiz. Yılgınlık yok, hele hele yorgunluk hiç olmayacak. Nazım’ın da dediği gibi ‘Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma; Aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak’” şeklinde konuştu.