21 Kasım 2024 Perşembe

16:04   TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMISYONU`NDAKI KAVGA... TBMM BAŞKANı KURTULMUŞ: "YAŞANAN GÖRÜNTÜLER FEVKALADE ÜZÜNTÜ VERICIDIR"   15:06   MİT BAŞKANı KALıN, ÖZGÜR ÖZEL VE KURMAYLARıNA "TERÖR ÖRGÜTLERININ FAALIYETLERI" IÇERIKLI SUNUM YAPTı...   12:18   CHP`LI BAŞARıR`DAN BAKAN YERLIKAYA`YA: "MECLIS ODALARıNı DINLIYORSUNUZ, TELEFONLARı DINLIYORSUNUZ"   11:58   ``CEMAATE AIT EVDE ÇıKAN YANGıNDA`` ÖLEN IKI IŞÇININ AILELERININ AVUKATı REŞITOĞLU: "İŞÇILER BARAKA BIR EVDE, SIGORTASıZ ŞEKILDE, UCUZ IŞ GÜCÜ OLARAK ÇALıŞTıRıLMıŞ VE ÖLÜME TERK EDILMIŞTIR"   09:43   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI`NDEN ÇAMLıYAYLA`DAKI ÖĞRENCILERE EĞITIM DESTEĞI   09:33   SILIFKE BELEDIYESI ZABıTA EKIPLERINDEN MARKETLERE SıKı DENETIM   09:18   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI, BÜNYESINE YENI SANATÇıLAR KAZANDıRıYOR    03:38   BAŞKAN KıRıLMAZ:YıLDıZLAR, GÖKYÜZÜNDEKI SONSUZ UMUTLARı TEMSIL EDER   01:04   CHP LIDERI ÖZEL`IN, ``ERDOĞAN PAZARA GIDEMEZ`` ÇıKıŞıNA PAZAR ESNAFıNDAN DESTEK: PAZARA SOKMAZLAR BU FIYATLARLA, ERDOĞAN BU DÖNEM GITTI GIDECEK   21:25   TBMM GENEL KURULU... CHP`LI KıŞ: “AKP`NIN YÖNETIM ANLAYıŞı HALKTAN KOPUK VE ISRAFÇı BIR DÜZENDIR”   18:01   MUAZZEZ İLMIYE ÇıĞ SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDı   18:01   MUAZZEZ İLMIYE ÇıĞ SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDı   17:26   MESKİ`NIN 2025 YıLı BÜTÇESI, 10 MILYAR 749 MILYON 950 BIN TL OLARAK BELIRLENDI… VAHAP SEÇER: “FIYATLARı YÜKSELTME, ARTıRMA GIBI BIR DÜŞÜNCEMIZ OLMAZ”   16:01   CHP GRUP TOPLANTıSı... ÖZGÜR ÖZEL`DEN TEĞMENLERE DESTEK   15:50   TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, DİSK GENEL BAŞKANLARı "VERGIDE ADALET" VE ``DÜŞÜK ÜCRETLER`` GÜNDEMLERIYLE MECLIS`TE DEM PARTI ILE GÖRÜŞTÜ   15:11   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYE BAŞKANı SEÇER: “KONSERLERIMIZ DE FESTIVALLERIMIZ DE DEVAM EDECEK”   15:10   ÖZGÜR ÖZEL: "ESENYURT`TA YAPıLACAK ILK SEÇIMDE DEMOKRASI TOKADıNı ALNıNıZıN ORTASıNA YIYECEKSINIZ"   15:05   CHP GRUP TOPLANTıSı... ÖZGÜR ÖZEL`DEN BAKAN MEMIŞOĞLU`NA SESLENDI   13:51   TOROSLAR BELEDIYE BAŞKANı YıLDıZ: TOROSLAR’ıN TEK KURUŞUNU PEŞKEŞ ÇEKMEYIZ   13:02   YENIDOĞAN ÇETESI DAVASı`NıN ILK DURUŞMASı DÜNYA BASıNıNDA YANKı BULDU  
 
     
 
 
image

Okunma : 110  Tarih : 21.11.2024  E-Mail : fatihberkil@hotmail.com

 
Ramazan KARA

Eğitim Sistemimizin, Garip Durumları

  EĞİTİM SİSTEMİMİZİN GARİP DURUMLARI
  Aşağıdaki yazıyı, 30.11.2010 günü yazmıştım. O günden bu yana değişen bir şey olmadığını görünce, “Belki bir yetkilinin kulağına gider de dikkate alınır” düşüncesiyle ve içim acıyarak aynı yazıyı bir kez daha yayınlıyorum.
  Eğitim sistemimizin garip durumları saymakla bitmeyecek kadar çok ama bugün özellikle birkaç garipliğe dikkat çekmek ve çözüm önerilerinde bulunmak istiyorum.
  Şu anda; Eğitim Fakültesi bitirenler, Fen Edebiyat Fakültesi bitirenler ve diğer Fakülteleri bitirenler öğretmen olarak alınmakta.
  Eğitim Fakültesi bitirenler atandıktan sonra hala ihtiyaç duyuluyorsa diğer Fakülteleri bitirenler de atansa kimse itiraz etmez ama daha yüksek puanla girdikleri okullarda, söz gelimi diğer bölümlerden 1 yıl fazla okuyan Lise Matematik Öğretmenlerinin hakkını kim ödeyecek?
  Öğretmenlerin bitirdikleri okullara göre işe başlamalarındaki farklılıkların yanında, statü olarak da farklılıklar görülmekte. 
  Kadrolu öğretmenler, sözleşmeli öğretmenler ve ders ücreti karşılığı çalışan öğretmenler olmak üzere 3 ayrı statüde öğretmenlik hizmeti verilmekte.
  En azından Eğitim Fakültesi bitirenler kadrolu olarak atandıktan sonra, bölüm bitirenler sözleşmeli, diğer bölümleri bitirenler ders ücreti karşılığı işe alınamaz mı?
  Hep merak etmişimdir. Aynı hizmette kadrolu-sözleşmeli-ücret karşılığı olmak üzere 3 ayrı yapıda personel çalıştırmak çok gerekli ve verimliyse neden diğer alanlarda da aynı yöntem uygulanmıyor acaba?
  Bu yol çok geçerliyse bankalarda, vergi dairelerinde, nüfus müdürlüklerinde, emniyette.... neden hem sözleşmeli hem de ücret karşılığı personel çalıştırılmıyor?
  Yoksa çalışıyor da ben mi biliyorum?
  Bu sistem daha da geliştirilip sözleşmeli veya ücret karşılığı muhtarlar, belediye başkanları, kaymakamlar, valiler, milletvekilleri hatta bakanlar olsa olmaz mı?
  Kimi okullarımızda hiç öğretmen yokken, kimi okullarımızda birleştirilmiş sınıflarda, çok zor koşullarda eğitim-öğretim yapılırken, kimi okullarımızda 25-30 kişilik sınıflarda normal öğretim,  kimi okullarımızda 40-50 kişilik sınıflarda ikili öğretim yapılmakta.
  Kimi okullarımız soba bile bulamazken kimi okullarımızda klimalı sınıflarda eğitim-öğretim yapılmakta.
  Kimi okullarımızda geometri araçları ve harita bile olmadan eğitim-öğretim yapılırken kimi okullarımızda bilgisayar sınıflarında eğitim-öğretim yapılmakta.
  Bu nedenle eğitim-öğretimde fırsat eşitliği bir türlü sağlanamamakta....
  Bu konularda çok şey yazmak bile hiç bir şey yazmamak kadar az kalacağı için zaman zaman yazacağım.
  Bugün özellikle sınıf mevcutlarını belli düzeyde tutma konusuna değinmek istiyorum. Gönül ister ki tüm okullarda, sınıf mevcutları 20-25 kişi olsun ve normal öğretim yapılsın.
  Ancak bunun için ne alt yapımız yeterli, ne de devletin olanakları.
  Şu anda, yukarıda da söylediğim gibi bazı okullarımızda 25-30 kişilik sınıflarda normal öğretim yapılıyor. Bu okullarda, bir günde bir derslikte toplam  25-30 öğrenci 6 ders saati eğitim-öğretim görüyor.
  Halbuki ikili öğretim yapan okullarımızda, 40-50 kişilik sınıflarda, bir günde bir derslikte iki kez 40-50 (toplamda 80-100) öğrenci 6 ders saati eğitim-öğretim görüyor.
  Deprem riski olan bir ülkede yaşamamız nedeniyle şu duruma dikkatinizi çekmek istiyorum. Bir derslikte bir günde 25-30 öğrenci, diğer bir derslikte 80-100 öğrenci aynı süre kalıyor.
  Ortalamaya göre "Birinci dersliktekilere 30, ikinci dersliktekilere 90 kişi, 6 ders yapıyor" dersek varın çelişkiyi ve garipliği siz hayal edin.
  İki binanın yıpranma payını hesaplamayı da unutmadan.
  Ülke genelinde normal eğitim-öğretim için alt yapıyı oluşturulana kadar, normal eğitim-öğretim yapan okullarda da ikili öğretim yapsak ne olur?
  Şu anda bir günde, iki derslikte, 3 şube ve  30+90=120 öğrenci eğitim-öğretim görüyor. Benim önerdiğim sistemde iki derslikte 4 şube  ve 120:4=30'ar öğrenci eğitim-öğretim göremez mi?
  Böylece her çağdaş ülkede olduğu gibi 25-30 kişilik sınıflarda eğitim-öğretim yapmak sağlanamaz mı?
  Bu sistemde, sınıf mevcutları azaldığı için eğitim-öğretimde kalitenin ve başarının artmasının yanında, üçte bir oranında öğretmen ihtiyacı doğacağı için genç öğretmenlerimize iş olanağı yaratılması da söz konusu.
  Böyle bir uygulamayla, yüz binlerce öğrencimiz öğretmen, on binlerce öğretmenimiz öğrenci beklemekten kurtarılamaz mı?
  Okulların çektiği ekonomik sıkıntılara da birkaç cümleyle değinmeden geçmek olmaz sanırım.
  Her eğitim-öğretim yılına başlarken Milli Eğitim Bakanı televizyonlara çıkar ve "Her ne suretle olursa olsun, veliler bağış yapmaya zorlanamaz" diye bir konuşma yapar.
  Tok acın halinden anlamazmış. Maddi sıkıntıyı çeken Okul Müdürleri, Koruma Dernekleri ve Aile Birlikleri, "İmam bildiğini okur" misali velilerden bağış almadan edemezler...
  Sayın bakanım, size akıl vermek ve yol göstermek haddimiz değil ama; Gelecek eğitim-öğretim yılı başlarken ya "8 yıllık eğitime katkı paylarına" sahip çıkın ve okullara dağıtın, ya okullara gerekli parayı nasıl sağlayacaksanız sağlayın, ya okulları hiç paraya bulaştırmadan sorunu nasıl çözebilecekseniz çözün, ya öğrenci velilerini bağış yapmaya çağırın, ya da susun.

 




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 



  GÜNCEL HABERLER

 
  FLAŞ HABER
   
 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinerji.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA