8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde alanlara çıkmaya hazırlanan kadınlardan “Bize dayatılan yoksulluğu, şiddeti, ayrımcılığı, gericiliği ve savaşı kabul etmiyoruz, alanlardayız” mesajı geldi.
ABD'nin New York kentinde 8 Mart 1857 tarihinde polis müdahalesi sırasında çıkan yangında katledilen 129 kadın tekstil işçisini anmak üzere ilan edilen daha sonra dünyadaki tüm kadınların sesini duyurduğu bir gün olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ve Dünya Kadınlar günü etkinlikleri Mersin’de erken başladı. Kentte KESK’li kadınlar tarafından organize edilen anma etkinlikleri, cezaevinde bulunan KESK’li kadın aktivistleri ve siyasetçilerine kart atılması ile başladı. Bu yıl ''Emek, Eşitlik Ve Barış Hakkımızın Peşindeyiz'' şiarıyla ve ‘Kadınların uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü etkinlikleri’ ismi ile gerçekleştirilecek etkinlikler 8 Mart 2018 Perşembe günü yapılacak Feminist Gece Yürüyüşü ile sona erecek.
“SİYASİ SALDIRILAR EN FAZLA KADIN KİMLİĞİNE DÖNÜK OLARAK GERÇEKLEŞMEKTEDİR”
KESK’li kadınlar, organize ettikleri, 8 Mart Kadınların uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü etkinlik programını SES Şube Binasında düzenledikleri basın açıklamasında kamuoyu ile paylaşırken; burada açıklama yapan Eğitim Sen Şube Kadın Sekreteri Elif Yaşar, 15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından ilan OHAL döneminde kadın kimliği üzerindeki baskı ve sindirme politikalarının arttırıldığına dikkat çekti. “8 Mart'ı, Ataerkil kapitalist sistemin yarattığı eşitsizliklerin derinleştiği, tüm dünyada sağcı, milliyetçi ve dinci iktidarlar eliyle kadınlara dönük saldırıların pervasızca arttığı bir ortamda karşılıyoruz” diyen Yaşar, “Bu 8 Mart' ta dünyanın dört bir yanında kadınlarla ayrımcılığa, şiddete, güvencesizliğe ve savaş politikalarına karşı alanlarda itirazlarımızı, sözlerimizi ve taleplerimizi buluşturarak ‘başka bir dünya mümkün’ çağrısını yenileyeceğiz. Çünkü bu haliyle dünya henüz kadınlara, yoksul emekçilere ve ezilen halklara eşitlik, barış, adalet ve özgürlük sunmaktan çok uzak. Ülkemizde toplumsal yaşamı yeniden dizayn etme çabasıyla tekçi, militarist, milliyetçi, dinci ve cinsiyetçi eksende uygulamaya konan politikalar biz kadınları kamusal alandan ve mücadeleden uzaklaştırmayı hedeflemekte. Uzunca bir süredir yeni rejim inşası için kullanılan OHAL VE KHK düzeninde tüm kesimlere yönelik baskı ve sindirme politikaları hayata geçirilmekte ve bu saldırılar en fazla kadın kimliğine dönük olarak gerçekleşmektedir” diye konuştu.
“8 MART'TA YİNE ALANLARDA OLACAĞIZ”
Her türlü baskı ve sindirme politikalarına karşı kadınların alanlarda olmaya devam edeceğini kaydeden Yaşar, “OHAL nedeniyle sokakların yasaklandığı, barış talebinin vatan hainliğiyle eş değer tutulduğu, kadın yaşamının fetvalarla biçimlendirilmeye çalışıldığı, taciz, tecavüz, kadın ve LGBTİ cinayetlerinin dur durak bilmediği, çocuk istismarının giderek arttığı ve yaslarca normalleştirilmeye çalışıldığı, esnek-güvencesiz çalışmanın temel istihdam biçimine dönüştürüldüğü ve en temel haklarımızın dahi kullanılamaz hale getirildiği koşullarda defalarca kez yasakları tanımadığımızı gösterircesine sokaklara çıkarak, itirazlarımızı alanlarda dile getirmeyi başardık. KESK'li kadınlar olarak; büyük bedellerle yaratılan, kadınların kendi hayatlarını ve dünyayı dönüştürme mücadelesinin sembolü olan 8 Mart'ta yine alanlarda olacağız. İş yerlerimizde emeğimizin, iş güvencemizin ve eşitliğin sağlandığı çalışma koşullarının yaratılması için kadın emekçilerle bir araya gelerek, örgütlenerek, 8 Mart' ta alanları en geniş kadın kitleleriyle buluşturmak için çalışmalar yürütüyoruz” şeklinde konuştu.
ASPB'NIN CİNSİYETÇİ POLİTİKALARINI TEŞHİR EDECEĞİZ
Mersin’de yaşayan tüm kadınları organize ettikleri etkinliklere davet eden Yaşar, “6 Mart salı günü kadınların yaşam hakkı başta olmak üzere tacize, tecavüze, çocuk istismarına, hayatın her alanında ikincilleştirilen kadın kimliğine ve kadın emeğine kulağını, gözünü kapayan Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya KESK’li Kadınlar olarak yazdığımız ortak mektubumuzu göndererek, ASPB'nın cinsiyetçi politikalarını teşhir edeceğiz. 8 Mart günü tüm illerde kadın platformlarıyla, emek -meslek örgütlerinden ve siyasi partilerden kadınlarla, eşitlik, özgürlük ve barış isteyen tüm kadınlarla birlikte alanlarda olacağız. Ayrıca, ülkemizde OHAL grev yasaklama bahanesi olarak kullanılırken, dünyanın çeşitli ülkelerinde 8 Mart kadın grevi örgütleyen kadınları bulunduğumuz her yerden selamlayacak, dayanışma amaçlı uluslararası grev metnini okuyarak destekleyecek ve destek açıklamalarımızı 8 Mart akşamı sosyal medya aracılığıyla kız kardeşlerimize ulaştıracağız” dedi.
“VARDIK, VARIZ, VAR OLACAĞIZ!”
Kadınların, baskı ve şiddet ortamını arttıran siyasete karşı direnişini arttırarak devam edeceğini kaydeden Yaşar, “En büyük travmanın, en ağır sonuçların yine kadın ve çocuklar tarafından yaşandığı savaş politikalarına karşı'' kadınlar neden barış istiyor'' başlıklı kadın buluşmaları gerçekleştirerek barış ısrarımızı yenileyeceğiz. Biz kadınlar adil, eşit, özgür, laik, dayanışmacı ve barış içinde yaşayacağımız bir dünyayı yaratmak için kurtuluşumuzun kendi ellerimizde olduğunu biliyoruz. Bize dayatılan yoksulluğu, şiddeti, ayrımcılığı, gericiliği ve savaşı kabul etmiyoruz. Vardık, varız, var olacağız! Yaşasın kadınların uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü” diyerek sözlerini sonlandırdı.