Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, eylül ayında ihracattaki parite kaynaklı kaybın 1,8 milyar dolara ulaştığını söyledi. Gültepe, kaybın yılbaşından bu yana ise 10 milyar doların üzerine çıktığını belirtti. Ticaret Bakanı Mehmet Muş ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 298,3 yükselerek 10 milyar 384 milyon dolar açık verilen dış ticaret verilerini başarı olarak nitelendirdi.
TİM, eylül ayı ihracat verilerini Ticaret Bakanı Mehmet Muş`un katılımıyla Trabzon`da açıkladı. Ticaret Bakanı Mehmet Muş, eylül ayına ve yılın üçüncü çeyreğine ilişkin geçici dış ticaret verileri ile ilgili olarak şöyle konuştu:
“İSTANBUL MUTABAKATI GİBİ ÇÖZÜMLER OLASI BİR GIDA KRİZİNİN ÖNÜNE GEÇMİŞTİR: Avrupa Birliği (AB) ülkeleri için özellikle yükselen enerji fiyatları ve muhtemel doğal gaz kıtlığı nedeniyle yıl sonunda resesyon ihtimalinin güçlendiği belirtilirken IMF Başkanı sert geçecek bir kışın Avrupa`da toplumsal huzursuzluklara yol açabileceği uyarısında bulundu. Ekonomide böylesine ciddi sorunların var olduğu bir ortamda dünyanın farklı coğrafyalarında tırmanan gerilimler çözüm için iş birliği yapmayı güçleştirmekte ve sorunları körüklemektedir. Türkiye olarak, barış odaklı dış politika ülkemiz doğrultusunda uluslararası dayanışmaya katkı sağlayan her adımı dün olduğu gibi bugün de desteklemeye devam edeceğiz. Nitekim Karadeniz`in öte kıyısında yaşanan savaşın bir an önce sona ermesi ve başta gıda ve enerji güvenliği olmak üzere küresel ekonomiye etkilerini en aza indirmek için 2 aydır başarıyla yürütülen İstanbul Mutabakatı gibi çözümler olası bir gıda krizinin önüne geçmiştir. Zira tahıl koridoru piyasaları sakinleştirmeye ve gıda enflasyonunu sınırlamaya yardımcı olmaktadır.
TÜRKİYE EKONOMİSİ GÜÇLÜ BÜYÜME PERFORMANSINI SÜRDÜRMEKTEDİR: Küresel tedarik zincirlerinin hala toparlanamadığı siyasi gerilimler ve savaşların da etkisiyle küresel enflasyonun zirveye çıktığı ve gelişmiş ekonomilerin resesyon sinyalleri verdiği böylesi bir ortamda Türkiye ekonomisi güçlü büyüme performansını sürdürmektedir. Nitekim 2021 yılında yüzde 11,4 ile son 50 yılın en yüksek büyüme hızına ulaşan Türkiye ekonomisi son olarak 2022 yılının ikinci çeyreğinde de yüzde 7,6 gibi başarılı bir büyüme oranını kaydetmeyi başarmıştır. Bu dönemde gayrisafi yurtiçi hasıla artışımızın yarısından fazlası mal ve hizmet ihracatımızdan gelmiştir. Dolayısıyla ekonomimiz küresel ortamdaki tüm zorluklara rağmen dengeli ve sürdürülebilir ilerleyişini sürdürmektedir.
TÜRKİYE İHRACATI 2021 YILINDA YAKALADIĞI BAŞARIYI 2022`NİN İLK 9 AYINDA DA SÜRDÜRMÜŞTÜR: Bu yöndeki performansımız teyit edilmekte olup OECD daha geçtiğimiz hafta yayınladığım ekonomik görünüm raporunda ülkemiz için 2022 büyüme tahminini yüzde 3,7`den 5,4`e yükseltmiştir. Değerli katılımcılar, Türkiye ihracatı 2021 yılında yakaladığı başarıyı 2022 ilk 9 ayında da sürdürmüştür. Geride bıraktığımız eylül ayında ihracatımız geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 9,2 artışla 22,6 altı milyar dolar olmuştur. Şunu memnuniyetle ifade etmek isterim ki bu rakam ulaştığımız en yüksek eylül ayı ihracat rakamıdır. Böylelikle 2022 yılının ilk 9 ayının tamamında aylık olarak en yüksek ihracat rakamlarına ulaşmış bulunuyoruz.
OCAK- EYLÜL DÖNEMİ İTHALATIMIZIN YAKLAŞIK 3`TE 1 BİRİ ENERJİ İTHALATINDAN KAYNAKLANMAKTADIR: Eylül ayında dış ticaret hacmimiz geçtiğimiz yıla göre yüzde 26 oranında artışla 55,6 milyar dolara ulaşmıştır. Enerji ve emtia fiyatlarında yaşanan sert artışın etkisiyle ithalatımız 33 milyar dolar olmuştur. Ocak- eylül dönemi ithalatımızın yaklaşık 3`te 1 biri enerji ithalatından kaynaklanmaktadır. Öte yandan son dönemde altın ithalatında yaşayan yükselişte ithalatımızda yaşanan artış etkili olmaya başlamıştır. Söz konusu artış ocak-eylül döneminde de devam etmiş olup toplam altın ithalatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 150 artarak 12,1 milyar dolara ulaşmış durumdadır.
HÜKÜMET OLARAK TÜM FİRMALARIMIZIN YANINDA BULUNUYOR, ONLARA DESTEK VERİYORUZ: Eylül ayında altın ve enerji hariç tutulduğunda ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 100`ün üzerine çıkmaktadır. Hükümet olarak temelden başlayarak bir dünya markası haline gelmelerine kadar pek çok aşamada tüm firmalarımızın yanında bulunuyor, onlara destek veriyoruz. Nitekim yeni ihracat ve e- ihracat destekleri ve finansman modeliyle güncel gelişmelere uyum sağlayan yeni nesil destek mekanizmalarını sunduğumuz geçtiğimiz hafta gerçekleştirdik.
PRE-FİNANCİNG MODELİYLE DESTEKLERİN ETKİNLİĞİ ARTTIRACAK: Pre-financing modelimizde önemli bir sac ayağı olacaktır. Zira bu model ile desteklerimizin etkinliğini arttıracak, her sene destekler için bütçeden ayrılan kaynağı finansman ile eşleştirerek çarpan etkisiyle ihracatçımızın hizmetine sunmuş olacağız. Öte yandan, hizmet sektörünün daha iyi konuma gelmesini sağlamak amacıyla ulusal ve uluslararası gelişmeleri dikkate aldığımız kapsamlı çalışmalarımız kesintisiz sürmektedir. Toplam 4 karardan oluşan ve geçtiğimiz aylarda kamuoyuyla paylaştığımız hizmet ihracatı destek program paketimiz bunlardan sadece bir tanesidir. Önümüzdeki süreçte attığımız adımlarla hizmet ihracatımızı da güçlü biçimde, daha üst seviyelere taşımaya kararlıyız.
TİCARET DİPLOMASİ FAALİYETLERİMİZ KAPSAMINDA GÖRÜŞMELERİMİZ DEVAM EDİYOR: İhracat ailemiz için rehber niteliğinde olacak bu çalışmalarımızın yanı sıra yine ihracatçılarımızın önünü açmak için ticari diploması faaliyetlerimize de hız kesmeden devam ediyoruz. 2 gün önce Ukrayna Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı ile savaş sonrası Ukrayna`nın yeniden inşası, Türk müteahhitlerinin rolü, tahıl koridorunun işleyişi, serbest ticaret anlaşmamızın yürürlüğe girmesi için onay süreçleri gibi konuları ele aldık. Ticaret diplomasi faaliyetlerimiz kapsamında yine geçtiğimiz haftalarda imzaladığımız protokoller ile Malezya ve Gürcistan`la var olan serbest ticaret anlaşmalarımızın kapsamını genişlettik. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde katıldığımız Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve Şanghay iş birliği örgüt zirvesiyle birçok ülkedeki mevkidaşımız ile ikili görüşme imkânımız ve bu ülkelerle ikili ticari ilişkilerimizi değerlendirme fırsatımız oldu.
BÜYÜK ÖZVERİYİ VE GAYRETLE ÇALIŞMALARINI SÜRDÜREN TÜM İHRACATÇILARIMIZA TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM: Sizlerin gayretleriyle geçtiğimiz yıl olduğu gibi 2022 yılında da ihracatın ekonomik büyümemizin ana unsuru olmaya devam edeceğini inanıyorum. Sanayimizi son yıllarda gösterdiğimiz atılımı devam ettireceğimizi, ihracatın ve yatırımcıların itici bir güç olduğu mevcut büyüme ortamını sürdürülebilir kılacağımıza eminim. Büyük özveriyi ve gayretle çalışmalarını sürdüren tüm ihracatçılarımıza şahsım ve ülkemiz adına teşekkürlerimi sunuyorum.”
TİM Başkanı Mustafa Gültepe`nin parite kaynaklı kayıplara işaret ettiği konuşması satır başlarıyla şöyle:
“KİMYEVİ MADDE İHRACATI İLK SIRADAKİ YERİNİ KORUDU: 22,6 milyar dolarla tüm zamanların en yüksek eylül ayı ihracat performansını gerçekleştirmiş olduk. İhracatımız 9 ayda 188 milyar doları, 12 ayda ise 252 milyar doları aştı. Son 12 ayın tamamında aylık ihracat rekorları kırdık. Geçen ay 15 sektörümüz ihracatını artırırken kimyevi maddeler küresel piyasalardaki gelişmelerin de etkisiyle ilk sıradaki yerini korudu. 2,9 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren kimyevi maddeleri, 2,7 milyar dolarla otomotiv, 1,9 milyar dolarla hazır giyim ve konfeksiyon, 1,7 milyar dolarla çelik, 1,3 milyar dolarla elektrik elektronik sektörü takip etti. Eylülde hububat, makine ve yaş meyve sebze mamulleri sektörlerimiz tarihlerinin en yüksek ihracatını gerçekleştirdi. Otomotiv, mobilya ve mücevher sektörlerimizde de dikkat çekici artışlar var. Geçen ay bin 942 firmamız ihracat ailesine katıldı. Söz konusu firmalarımız 114 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
EN ÇOK İHRACAT YAPAN 5 İL İSTANBUL, KOCAELİ, BURSA, İZMİR VE ANKARA OLDU: 45 ilin ihracatının artırdığı eylülde en çok ihracat yapan ilk 5 il İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir ve Ankara oldu. Sakarya, Çorum, Konya ve Gaziantep`in önemli ihracat artışları yakaladık. Trabzon`un da istikrarını korudu. Trabzon eylülde 84 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Biz bu güzel şehrimizi avantajlı konumu ve geniş hinterlandı ile Rusya`ya, Kafkaslar`a, Türk Cumhuriyetlerine açılan önemli bir kapı olarak görüyoruz. Trabzon cumhuriyetimizin 100. yılında 2 milyar doları hedefleyecek.
EYLÜLDE EN FAZLA İHRACAT ALMANYA, ABD VE IRAK`A GERÇEKLEŞTİRİLDİ: Türkiye`nin en çok ihracat yaptığı ilk 3 ülke Almanya, ABD ve Irak oldu. Eylülde Suudi Arabistan`a yüzde 221, Lübnan`a yüzde 102 ve İsviçre`ye yüzde 71`lik ihracat artışı oldu. 220 ülkeden 131`inde ihracat arttı. İhracatta kilogram başına birim değerdeki artış da devam ediyor. Birim ihracat değerimiz geçen yılın eylül ayına göre yüzde 22 artışla 1,62 dolara yükseldi.
PARİTE KAYNAKLI KAYIP 10 MİLYAR DOLARI AŞTI: Yılbaşında 1,15 seviyesinde olan euro-dolar paritesi eylülde 0,96`ya kadar geriledi. Bu durumun ihracata olumsuz yansıması devam ediyor. İhracattaki parite kaynaklı kayıp sadece eylülde 1,8 milyar dolara ulaştı. Yılbaşından bu yana ise 10 milyar doları aştı. Bu kritik dönemde özellikle Euro Bölgesi`ne ihracat yapan firmalarımızın parite riskini göz önünde bulundurarak fiyatlandırma yapmaları önem arz ediyor.
TÜRKİYE ENERJİ YOĞUN SEKTÖRLERDE GÜVENİLİR TEDARİKÇİ: Öncelikle ifade etmeliyim ki, Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi Türkiye`nin enerji güvenliğinde bir sorun gözükmüyor. Sektör başkanlarımızla yaptığımız toplantılarda, enerji krizinin ülkemiz için olası yansımalarını değerlendirdik. Enerji yoğun sektörlerde Türkiye güvenilir tedarikçi olarak öne çıkıyor. Özellikle demir-çelik, çimento, seramik, cam, gübre gibi sektörlerde talep artışı bekliyoruz. Enerji krizi nedeniyle Avrupa yeşil dönüşümü ikinci plana atmış görünüyor. Ancak önümüzde `Yeşil Mutabakat` gibi iddialı bir hedef bulunuyor. Kriz atlatıldıktan sonra Avrupa bu hedefe çok daha fazla odaklanacak. Dolayısı ile ihracat ailesi olarak sadece bugüne değil, yarına da hazırlanmak durumundayız. Yenilenebilir kaynakların dünya elektrik üretimindeki payı yüzde 28, Türkiye`de ise yüzde 46 seviyesinde. Bu alanda ülkemizde yatırımlar süratle devam ediyor. Burada bir diğer fırsat kapısı da yenilenebilir enerji üretiminde kullanılan araç-gereçler üzerine çalışan firmalarımız için var. Avrupa dönüşüm sürecini hızlandırmak adına ciddi bir finansal kaynak ayıracak. İnanıyorum ki yerli firmalarımız hem milli enerji profilimizin dönüşümünde hem de bu araç-gereçlerin ihracatında kritik rol alacak.”