(ANKARA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ``Emekliye gidip de geçinebiliyor musun diye soruyor mu? Ama `Şam`ı fethettim` diyor. Erdoğan, Şam`ı fethetmeyi bırak. Yurda dön, emeklinin ve emekçinin fethedebiliyorsan gönlünü fethet. Ama sen o gönülden çoktan düştün. Erdoğan`ın kendisi Türkiye sınırlarında ama aklı maalesef Suriye`de. Artık Türkiye`nin gerçeklerine dönmesi lazım. Ona sadece önümüzden çekil, yoldan çekil, emeklinin ve emekçinin hayatını karartıyorsun artık gölge etme çekil. Artık buraya gel, sandığa gel. Bu millete hesap ver diyorum. Çözüm burada, çözüm meydanda`` dedi.
Tandoğan Meydanı`nda 160`tan fazla STK ve kurum "Yurttaş Sesleniyor, Haklarımızı Alacağız" mitinginde bir araya geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yeni asgari ücretin belirlenmesinin ardından PM toplantısında, mitinge geniş katılım çağrısında bulunmuştu. Özel`le beraber CHP Genel Başkan Yardımcıları ve milletvekillerinin de katılım gösterdiği miting saat 13.00`te başladı.
Mitinge katılanlara hitaben bir konuşma yapan Özel, şunları söyledi:
``Bu sene asgari ücret tartışmaları başladığında net tavrımızı koyduk. Dediler ki `TÜİK yüzde 50 çıkarıyor enflasyonu. TÜİK, ‘Tayyibi Üzmeyen İstatistik Kurumu`nun baş harflerinden oluşan bir kurum. Onun verdiği rakam senin cebinden para çalan bir rakamdır. TÜİK enflasyon hesabını Tayyip Erdoğan`ı üzmemek üzere kurar. Asgari ücretli maaşını alınca ne yapar? Kira verir, elektrik, su faturasını öder. Mutfak masrafını görür. Eğer imkanın varsa belki çocuğuna bir çorap, bir önlük alır. Asgari ücretli kendi kararını kendi verebilen, parasını özgürce harcayabilen değil paranın nereye gideceğini maaş gelmeden belli olan insandır. Kira belli, beyaz peynir belli, zeytin beli, ayçiçeği yağı belli, telefona gelen son zam belli, elektrik faturası belli.
``Emekliler aldıkları maaşı kredi kartı borçlarına ödüyorlar``
TÜİK nasıl yapıyorsa bu hesabı yüzde 47`ye getiriyor. Döndük baktık. Bunu eleştirirken de şöyle söyledik “Yıllardır biliriz ki TÜİK sepeti asgari ücretlinin sepeti değildir”. Dedim ki geçenlerde ‘Ey TÜİK bu asgari ücretliye yüzde 50 hesaplamışsın ne yapacak pinpon topu mu yiyecek?` Bu TÜİK de yemeyip içmeyip açıklama yapmış. Diyor ki, “Hesap sepetimizde pinpon topu yok”. Sordum arkadaşlara birkaç sene öncesine kadar ne vardı diye. Ne varmış? Pinpon topu yok diye övünüyor ya futbol topu varmış, davlumbaz varmış, otel ücretleri varmış. TÜİK, buradaki emekliler paralarını ne lüks otellere senin hesapladığın şans oyunlarına ne davlumbaza ve futbol topuna değil aldıkları maaşı kredi kartı borçlarına, eşe dosta yapılan borçları ödüyorlar.
``660 milyar TL emekliye asgari ücret vermek için lazım olan paranın on katını zengin müteahhitlerin ödemeleri gereken kurumlar vergisi affederek vazgeçmişler``
Türkiye`nin enflasyon hesaplaması cebinizden yeterince para çalmıyormuş gibi bir de tuttular dediler ki ‘Biz gerçekleşen enflasyona göre zam vermeyelim. Hedeflediğimiz enflasyona göre verelim`. Diyemiyor ki ben ekonomiyi yönetemedim, enflasyon düşüremedim, hayat pahalılığını gideremedim ama beceriksizliğimin faturasını ben ödemeyeyim Tandoğan Meydanı`ndaki ödesin. Emekliler, emekçiler ödesin. Yüzde 78 asgari ücretli enflasyonu hesaba kattık ve dedik ki ‘Asgari ücret olmalıdır 30, bunun altında yokuz`. Asgari ücretliyi 22 bin 104 liralık bir sefalet ücretine mahkum ettiler. Şimdi bütün emekliler aynı endişede. 12 bin 500 TL`lik zamla hem emekliye hem de 17 bin TL`ye çalışan asgari ücretliyi bir yıl boyunca inim inim inlettiler. Canlarını okudular canlarını çıkardılar. Geçen sene 660 milyar TL emekliye asgari ücret vermek için lazım olan paranın on katını zengin müteahhitlerin ödemeleri gereken kurumlar vergisi affederek vazgeçmişler.
``Recep Tayyip Erdoğan`ın tarafı zenginlerin sofrasıdır``
Artık kaçacak yerleri yoktur. Artık her şey gün gibi ortadadır. Siyaset, taraf olma sanatıdır. İşte Cumhuriyet Halk Partisi`nin tarafı Tandoğan Meydanı`dır. Recep Tayyip Erdoğan`ın tarafı zenginlerin sofrasıdır. Bu sene bütçe yaparken 701 milyar lira vazgeçilecek kurumlar vergisi tutarıdır. Bunu buldular, bütçeye koydular. Emekliye verecek parayı bütçeye koymadılar. Emekçilerin haklarını vermek için lazım olanı bütçeye koymadılar. Çiftçilere vermesi gereken desteği bütçeye koymadılar. Kur Korumalı Mevduat`a ödenecek trilyonları, zenginlere çekilecek peşkeşleri baştan bulup bütçeye koydular. Sizi duymayan, sizi düşünmeyen, sizin için kaynak bulmayan ve bütçe bulmayanlara hep birlikte sesleniyoruz: ‘`Bundan sonra bu bütçeyle geçim olmaz. Geçim yoksa seçim var`. Seçim olduğunda hiç kaynak derdimiz yok. Erdoğan, parayı kime verdiyse para ondadır. O kaynak oradadır. Para vardır sadece verileceği yer değişecektir. Kalyon İnşaat`a değil emekli Kadir amcaya gidecektir. Mehmet Cengiz`e değil asgari ücretliye gidecektir.
``Sendikalara da üretimden gelen güçlerini kullanma ve bu iktidara bu yılı dar etmeye davet ediyorum``
Sendikalı olmayan herkese sesleniyorum. En kötü sendika sendikasızlıktan iyidir. En kötü örgütlenme örgütsüzlükten iyidir. En cılız kalabalık yalnızlıktan iyidir. Hepinizi sendikalı olmaya, sendikal mücadeleye ve hak aramaya davet ediyorum. Türkiye tarihinde, sendikalar tarihinde can vermiş tüm büyüklerimizi saygıyla anıyorum. İsitfaya davet ettiğiniz hükümet asgari ücreti sendikalarla konuşuyor. Oysa sendikalı işçi de asgari ücret söz konusu olmaz. Maalesef 1970`lerde işçilerin yüzde 70`i yani 4 işçiden 3`ü sendikalıyken bugün bu rakam fiilen yüzde 14.75 durumundadır. Ancak yarısı kamuda çalışan işçilerdir. Özel sektör sendikalı işçilerin yüzde 7`sidir. Grevli toplu iş sözleşmesinden faydalanan sadece yüzde 9`dur. Türkiye`de 100 işçiden sadece 4.5 tanesi grevli toplu iş sözleşmesi hakkına sahipken yüzde 95`i bu haktan mahrumdur. Bizim esas sorunumuz, iktidarın esas hoşuna giden budur. İşçilere sendikalı olmaları çağrısında bulunurken sendikalara da üretimden gelen güçlerini kullanma ve bu iktidara bu yılı dar etmeye davet ediyorum.
``Erdoğan 22 bin lirayı size layık gördü``
Sayın Erdoğan dün çıkmış diyor ki, ‘Biz asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik`. Erdoğan, hangi enflasyona ezdirmediniz? TÜİK`in enflasyon hesabı bile yüzde 50, verdiğiniz zam yüzde 30. Diyorlar ki, ``Asgari ücrete zam yaparsak enflasyon artar``. Bu koca bir yalan. 2024 yılı boyunca asgari ücrete bir kuruş zam yapmadın yine yüzde 50 zam yaptın. O da senin kendi hesabına göre. 2002 yılında bu iktidar geldiğinde asgari ücrete 7 çeyrek altın alınıyordu. Hesap ortada. Geçen sene ocak ayında verdiği 17 bin 2 TL ile 5 çeyrek alınabiliyordu. O verdiği asgari ücret bu aralık ayında ancak 3 çeyrek altın alınabiliyor. İlan edilen asgari ücret ocak ayının sonunda alınacak. O zaman altın kim bilir kaç para olacak? Çeyrek altın hesabına kızıyor. ``Altınla mı hesaplanır, altın mı yiyorlar`` diyor. Geçen sene Ocak 2024`te verilen 17 bin 2 lira 300 lira olan dana kıymadan 57 kilo alıyordu. Bugün verdiği parayla 37 kilo dana kıyma alabiliyor. `Niye altın hesabı yapıyorsun?` diyene çok daha kötü dana kıyma hesabı ortada. 17 bin 2 TL ile bin 700 tane simit alınırken bugün verdiği asgari ücret bin 400 tane simit alıyor. Biz 30 bin önerirken bile yüzümüz kızardı. ``30 bin lira ile geçim mi olur` dedik ama Erdoğan 22 bin lirayı size layık gördü.
``Erdoğan, Şam`ı fethetmeyi bırak. Yurda dön, emeklinin ve emekçinin fethedebiliyorsan gönlünü feth et``
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak sadece asgari ücret zammı değil küçük esnafı bu artıştan kurtaracak 8 bin lira işçi başına desteği, KOBİ`leri bu artıştan koruyacak 5 bin lira desteği de birlikte önermiştik. İktidar at gözlüğü takmış sadece zengine bakıyor, sadece parası olana bakıyor. Garibana, işsize, çalışana, öğrenciye, emekliye hayatı dar ediyor. Bu nedenle halkın karşısına çıkamıyor. Buradan Tandoğan Meydanı`na soruyorum. Erdoğan çarşıya çıkabiliyor mu? Pazara gidebiliyor mu? Sokakta yürüyor mu? Emekliye gidip de geçinebiliyor musun diye soruyor mu? Ama `Şam`ı fethettim` diyor. Erdoğan, Şam`ı fethetmeyi bırak. Yurda dön, emeklinin ve emekçinin fethedebiliyorsan gönlünü fethet. Ama sen o gönülden çoktan düştün. Erdoğan`ın kendisi Türkiye sınırlarında ama aklı maalesef Suriye`de. Artık Türkiye`nin gerçeklerine dönmesi lazım. Ona sadece önümüzden çekil, yoldan çekil, emeklinin ve emekçinin hayatını karartıyorsun artık gölge etme çekil. Artık buraya gel, sandığa gel. Bu millete hesap ver diyorum. Çözüm burada, çözüm meydanda. Çözüm hak aramakta. Çözüm hakkımızı hep beraber almakta. Millet, işçi, emekli, esnaf ve memur burada. Bu meydandan sesleniyoruz: Şehirlerde miting meydanları dolarsa on binler yüz binlere çıkarsa, yüz binler milyonlar olursa sizin hakkınızı yiyenler orada oturamayacaklar.``