Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü Sera Kadıgil, “Hem Erdoğan ile seçime gitmek hem yeni yasayı uygulamak istiyorsanız yapabileceğiniz tek bir şey var. 7 Nisan`da seçim kararı alıp 16 Nisan`da da sandığı önümüze koyacaksınız. Başka yolu yok. İkinci dönem konusu da sık sık tartışılıyor. Tartışacak hiçbir şey yok. Anayasa`nın hükmü burada. Yorumlamaya, içtihatlar bakmaya gerek yok. Anayasa ne diyor? ‘Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıldır. Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir.` Erdoğan iki defa seçildi mi? Seçildi. Üçüncü kez seçilmesinin tek bir yolu var; TBMM`nin erken seçim kararı alması. Ve bu erken seçim kararı, zaten 18 Nisan`dan önce olamaz. Yani Recep Tayyip Erdoğan, eğer sen ‘Bu dönemde de ben aday olmak istiyorum ve hukuka uygun bir şekilde aday olmak istiyorum` diyorsan bir zahmet geleceksin, Meclis`in kapısını çalacaksın, diğer partilerden icazetini alacaksın. Ancak bu koşulda sen aday olabilirsin” dedi.
TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, bugün TBMM`de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kadıgil, şunları söyledi:
“Her seçim aynı şeyi söylüyor siyasetçiler biliyorum ama tarihi bir seçim sürecine giriyoruz. Bu seçimi doğru düzgün, hukuka ve Anayasa`ya uygun biçimde yapmamız hayati önem taşıyor. Bizi dinleyen herkesten şunu rica edeceğim. Genelde şöyle oluyor; anlatıyorsunuz anayasa, hukuk falan da takan mı var? Ne yazarsa yazsın Erdoğan zaten canının istediğini yapacak. E tamam, sevgili arkadaşlar, biz konuşmayalım mı? Bu ülkenin neden bir anayasası var? Neden seçim mevzuatı var? Seçimlere, seçilmişlere meşruiyet kazandıran bu mevzuattır. Böyle bir yaklaşıma girmek, peşinen bu insanların otoriterliğini ve ülkenin artık hukuk rejiminde olmadığını kabul etmektir. Seçim konuşuyoruz; o aday, bu aday, bilmem ne. Ya bir seçim sürecine gidiyoruz biz. Ülkenin 100 yılına yön verecek bir seçim sürecine gidiyoruz. Hangi şartlarla gidiyoruz? Bir dönüp buna bakmak lazım. Basının abluka altında olduğu, yargının abluka altında olduğu, her önüne gelene cezalar kesildiği -ki bu vesileyle Şebnem Hoca tahliye olmuş, Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Şebnem Hoca`ya da geçmiş olsun dileklerimizi iletelim- böyle bir ortamda seçime gidiyoruz. Canının istemediği adayı yasaklattı, canının istemediğini hapse attırdı. Ben bir televizyona çıkıyorum; TELE 1, Fox, işte yayına çıktığımız kanallara milyon milyon ceza yolluyorlar. Bir tek TİP için değil bu. Hemen hemen her muhalefetin kafasının üstünden sallanan bir sopa bu. AKP ne diyor biliyor musunuz? ‘Her şey benim dediğim gibi olacak` diyor. Yani açık açık sormak gerekir; şöyle bir seçim olabilir mi? Kimin aday olup olmayacağına Recep Tayyip Erdoğan karar verecek. Seçimin ne zaman yapılıp yapılmayacağına Recep Tayyip Erdoğan karar verecek. Hangi kanunla seçime gireceğimize Recep Tayyip Erdoğan karar verecek. Olası siyasi rakiplerinin kendisiyle yarışıp yarışamayacağına Recep Tayyip Erdoğan karar verecek. Biz de bunun adına seçim diyeceğiz. Böyle bir seçime gidilebilir mi? Bu soruyu bütün yurttaşların dikkatine sunmak için bugün buradayız. Cumhurbaşkanı adaylarından başlayalım. Kimin aday olacağına, kimin aday olmayacağına ‘şahsım` karar veriyor. Erdoğan`ın olağan zamanda yapılacak bir seçimde bir kez daha aday olma şansı hukuken yoktur. Buna kim karar verecek ama? Kendisi, şahsı karar verecek. Olası bir rakibi vardı; Ekrem İmamoğlu. Siyasi yasaklı şu anda. Karşısında kimin aday olup olamayacağına kim karar verecek? ‘Şahsım.` Seçime girebilecek partiler ve milletvekili adayları… Bakın, tarihimizde görülmemiş bir şey; HDP`ye kapatma davası açılması bir yana, HDP`nin bütün seçim yardımına da bloke koydular. HDP seçime giremez. Niye? ‘Şahsım` öyle istiyor. HDP milletvekillerine siyasi yasak gelecek. Niye? ‘Şahsım` öyle istiyor. HDP ile sınırlı mı? Değil. Bir üst katımızda bir komisyon toplanmış durumda. Canını sıkan, azıcık keyfini kaçıran herkese fezleke, dokunulmazlık dosyaları yağıyor. Bir üst katta şu anda, Ali Mahir Başarır`ın, Lütfü Türkkan`ın dokunulmazlıklarının kaldırılması için kendileri çalıp kendileri oynuyorlar. Bütün bir HDP grubunun bir dahaki seçimde aday olamaması için kendini parçalayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Hangi tarihte yapılacak bu seçim? 18 Haziran olması lazım ama çeşitli çeşitli açıklamalar yapmaya başladılar bile. Kendi canlarının çektiği tarihte seçime gidebiliyoruz.
“ESKİ KANUNLA MI SEÇİME GİDİLECEK, DEĞİŞTİRİLMİŞ KANUNLA MI? CEVABINI BİLEN VAR MI”
Bülent Turan ne dedi? ‘Cumhurbaşkanı seçim kararı aldıktan sonra 60 gün sonraki ilk pazar seçim vardır. Bakalım, uygun olan tarihler hangisiyse Cumhurbaşkanımız Anayasa`nın kendisine verdiği yetkiyle bu kararı verir.` Sormak gerekir Sayın Turan; Erdoğan`a oy verirken pusulada yanına kalp çizmemizi de ister misiniz mesela? Sizin canınızın istediği zamanda olacak bir şey mi bu ya? Şentop, ya bir anayasa profesörüsün sen, makalelere bakıyorum, kaynak gönülleri, gönüllerinden ne geçiyorsa ona göre yorum yapıyorlar ve ona da yorum diyorlar. Hangi yasayla seçime gideceğiz? Niye? Çünkü oyunu beğenmedikleri için geçen sene kuralını değiştirdiler. Bir ittifak sistemi zaten vardı, gecenin bir körü değiştirildi. Artık yeni bir ittifak sistemimiz var. Eski kanunla mı seçime gidilecek, değiştirilmiş kanunla mı? Cevabını bilen var mı? Var; Erdoğan, ‘şahsım`. Başka bilen yok. ‘Benim istediğim tarihte, benim istediğim partilerle, adaylarla, benim istediğim şekilde, benim istediğim hava koşullarıyla seçime gitmezseniz bunun adı seçim olmaz` diyor Erdoğan. Erdoğan, böyle sokaklarda oynarken şımarık zengin çocukları vardı, top oynarken topu alır, ‘Top benim, oynatmıyorum` der giderdi; madem biz her şeyi bir kenara bıraktık, şımarık zengin çocuğu gibi al topunu git. Böyle bir KHK çıkar. Hukukçuların da bu kadar debelenmesin.
“SEÇİM DEDİĞİMİZ ŞEY, BİR GÜN DEĞİLDİR”
Anayasa`mızın bir hükmü var. 67/7. maddesi ne diyor? Anayasa bakın, ben demiyorum. ‘Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdikten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz. AKP`nin işine geldiği gibi 7 Nisan 2023 tarihinde yapılacak bir seçimlerde bu kanun uygulanabilir mi? Bunun cevabı var. Hayır, hayır. Bunun aksini söyleyenler yalan söylüyorlar. Çünkü seçim dediğimiz şey, bir gün değildir. Seçim dediğimiz şey, bir süreçtir. Yani seçim, oy verme gününden ibaret bir şey değil. 6 Nisan`da bu değişiklik yapıldı. O zaman ‘7 Nisan`a seçim günü kuralım yeni yasayla da gidelim` derseniz, ‘Hop, orada durun` deriz. Çünkü o zaman Anayasa maddesini ayaklar altına almış olursunuz. Seçim dediğimiz şey, şu anda 18 Haziran değil mi, 18 Haziran`dan ibaret değildir.
“ERDOĞAN, ‘ADAY OLMAK İSTİYORUM` DİYORSAN BİR ZAHMET GELECEKSİN, MECLİS`İN KAPISINI ÇALACAKSIN”
Olağan seçim vaktimi 18 Nisan 2023 tarihinde başlamış olacaktır. Bu gerçek, bir realitedir. Bunun aksini hiç kimse iddia edemez. Hukuki bir yorumdan çıkmış durumdayız artık. Yeni değişikliklerle seçim yapmak istiyorlarsa seçim gününü değil, seçimin başlangıç gününü minimum 7 Haziran`a koymak zorundalar. Bu olursa ne olur? Dediler ki ‘İlla yeni seçim kanunu ile gideceğiz`. Okey, olabilir. Meclis burada bu karar alınabilir. 7 Nisan`dan başlamak kaydı ile takvim, yeni yasa ile seçime gidilebilir. Eğer böyle bir tercih yapılırsa Erdoğan bir kere daha aday olamaz. Olamaz. Çok net söylüyorum. Hukuki olarak burada tek bir teorik aralık var. Çok basit iki madde var. Olağan seçim, 18 Nisan`da takvime başlar. Yeni seçim kanunu ile gitmek istiyorsan 7 Nisan`da başlatmak zorundasın. Hem Erdoğan ile seçime gitmek hem yeni yasayı uygulamak istiyorsanız yapabileceğiniz tek bir şey var. 7 Nisan`da seçim kararı alıp 16 Nisan`da da sandığı önümüze koyacaksınız. Başka yolu yok. İkinci dönem konusu da sık sık tartışılıyor. Tartışacak hiçbir şey yok. Anayasa`nın hükmü burada. Yorumlamaya, içtihatlar bakmaya gerek yok. Anayasa ne diyor? ‘Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıldır. Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir.` Erdoğan iki defa seçildi mi? Seçildi. Üçüncü kez seçilmesinin tek bir yolu var. TBMM`nin erken seçim kararı alması. Ve bu erken seçim kararı, zaten 18 Nisan`dan önce olamaz. Yani Recep Tayyip Erdoğan, eğer sen ‘Bu dönemde de ben aday olmak istiyorum ve hukuka uygun bir şekilde aday olmak istiyorum` diyorsan bir zahmet geleceksin, Meclis`in kapısını çalacaksın, diğer partilerden icazetini alacaksın. Ancak bu koşulda sen aday olabilirsin. 360 çoğunluğu bulmak zorunda. Öyle Bülent Turan`ın iddia ettiği gibi canının çektiği güne koyar, o gün de aday olur gibi, yok öyle. Boşuna konmuyor bu kanunlar. İki dönemdir Erdoğan zaten cumhurbaşkanı değil mi? Bunun mantığı nedir? Bir insanın aşırı gücü sürekli elinde bulundurmamasıdır. Meclis erken seçim kararı alırsa seçimin yenilenmesi demektir bu, o yüzden aslında sadece bu yolla Erdoğan bir daha aday olabilir. Bu seçimi Recep Tayyip Erdoğan yeniledi ve tekrar aday oldu. Şunu ne engelleyecek? 2026 yılında da seçim yeniler, tekrar aday olur. 2030 yılında da yeniler, aday olur. Anayasa maddesi niye var? Süs olsun diye mi yazmışlar? ‘Erdoğan`ın canı ne kadar istiyorsa o kadar çok aday olur` diye yazsaydık o zaman.
“ALİ İHSAN YAVUZ`UN DEYİMİYLE YEREL SEÇİMLERDE OLDUĞU GİBİ BU SEÇİMLERDE DE HİÇBİR ŞEY OLMADIYSA BİLE BİR ŞEYLER OLACAK”
Biz, Recep Tayyip Erdoğan`ın aday olarak karşımıza çıkmasını istiyoruz. Sandıkta tarihe gömmek istiyoruz. Büyük bir hezimetle yenmek istiyoruz. Saray niye illa bu yeni Seçim Yasası`yla gitmek istiyor? Neden bu kadar istiyorlar? Hiç hukuki bir yere girmeyeceğim. Sadece izninizle burada tek bir soru sormamız gerekiyor. Hangi durumlarda iktidarlar seçim yasası değiştirir? Mevcut durumlarla seçimi kazanmayacağını anladığı anda iktidarlar seçim yasalarını değiştirmeye gayret ederler. Burada da AKP-MHP bloğunun yaptığı budur. ‘Mevcut kurallarla bu maçı kazanamayız` dediler. Bir gece yarısı baskınıyla yeni Seçim Kanunu geçirdiler. Sen, bu kanunla bir seçime gideceksen bir zahmet bunun hukukuna da uymak zorundasın. Burası muz cumhuriyeti değil. Tüm muhalefete de seslenmek istiyorum. Ali İhsan Yavuz`un deyimiyle yerel seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de hiçbir şey olmadıysa bile bir şeyler olacak. Bu seçimler bunun göstergesi. ‘Aman mağdur olmasın, adaylığına itiraz edersek mağduriyet doğar yeni seçim yasasıyla gidiverelim.` Hayır, bu siyasetsizliktir. Siz bu ülkenin anayasasının ayaklar altına alınmasına bir kere daha müsaade ederseniz bunun altında hepimiz kalırız.”