Edirne`de özel bir hastanede görev yapan psikolog Meral Uçak, 4 Haziran Pazar günü yapılacak Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavı öncesi öğrenci ve ailelerini uyardı. Uçak, "Öğrencilerimiz özellikle cumartesi günü ‘ben bu ana gelene kadar elimden geleni yaptım` diyerek birazcık o ders çalışma alanından çıkmaları, dinlenmeleri gerekiyorsa belki uyumaları ya da aile, arkadaşlarıyla keyifli dakika geçirmeleri önerilir. Bunun dışında akşam uyku saatinden önce telefonla geçirdikleri saati kısmaları gerekiyor" dedi.
Edirne`de özel bir hastanede görev yapan psikolog Meral Uçak, bugün yaptığı açıklamada LGS sınavı öncesi öğrenci ve ailelerinin yapması gerekenleri sıraladı. Öğrencilerde sınav öncesi stres olacağını, aslında stresin de biraz olması gerektiğini vurguladı.
"BEYAZ IŞINLAR UYKU KALİTEMİZİ ÇOK ETKİLEYECEK"
Uçak, şunları kaydetti:
"4 Haziran Pazar günü bildiğimiz üzere öğrencilerimizin Liseye Geçiş Sınavı var. Ailelerimiz de öğrencilerimiz de oldukça heyecanlı, kaygılı. Özellikle öğrencilerimiz son güne kadar ders çalışma üzerine kendilerini konumlamış durumdalar bu daha çok onları strese sokabilir. Öğrencilerimiz özellikle cumartesi günü ‘ben bu ana gelene kadar elimden geleni yaptım` diyerek birazcık o ders çalışma alanından çıkmaları, dinlenmeleri gerekiyorsa belki uyumaları ya da aile, arkadaşlarıyla keyifli dakika geçirmeleri önerilir. Bunun dışında akşam uyku saatinden önce telefonla geçirdikleri saati kısmaları gerekiyor. Buradan aldığımız beyaz ışınlar uyku kalitemizi çok etkileyecek ve uyku kalitemiz bozulacaktır. Sabah kalktığımızda kahvaltımıza özen göstermeliyiz ama çocuklarımızın kahvaltıda yemediği şeyleri kahvaltıda tüketmelerine engel olalım. Daha sonrasında farklı bir şey yediklerinden dolayı midelerinde sıkıntı yaşanabilir. Sınav sabahı sınav alanında yarım, bir saat önceden bulunmak çocuklarımız için daha iyi olacaktır. Son dakikalarda koşa koşa kalp sürekli çarpma halindeyken tekrar sınava odaklanmaları o panik halini daha da artırabilir.
"İLK 10-15 DAKİKA TABİ Kİ HEYECANLI OLACAKLARDIR"
Çocuklarımız bu dönemde yeterli olmadıkları düşüncelerine kapılabilir ya da hayatlarında ilk kez bir geçiş sınavı, büyük bir sınava giriyorlar. Her değişim bir stres yaratır. Çocuklarımızda şöyle bir şey var; sınav anında ‘panik yapma lüksüm yok` diyorlar. Hayır, aslında var. Bu ilk kez girecekleri bir sınav ve ilk anlarda tabii ki heyecanlanacaklar. O yüzden orada bizim stresin oluşması bizim beklediğimiz, istediğimiz de bir şeydir çünkü biraz daha dikkati odaklamak, uyanıklığı artırmak üzere zihnimiz bize bu kaygı hormonlarını salgılatır. İlk 10-15 dakika tabii ki heyecanlı olacaklardır. Burada önemli olan stres tepkilerini yönetmek. Mesela, elimizi bir yere vurduğumuzu fark edersek, ayağımızı çok sallıyorsak bunlar bizim kendimizi rahatlamak için yaptığımız şeylerdir. Bunların farkında olup onları durdurmamız, zihnimize şu mesajı verir; ‘evet sen şu anda streslisin` bedensel olarak da bu tepkiyi onaylıyoruz. Böylece kaygı hormonumuz daha kısa sürede düşecekken daha uzun sürede düşmeye devam edecek. Eninde sonunda bitecek ama öncelikle bunları durdurmak, kalbi düzene sokmak. Kalp atışımız hızlanır. Ne zaman? Korktuğumuzda, öfkelendiğimizde ve kaygılandığımızda… Nefes egzersiziyle birazcık o kalp atışımızı yavaşlatmaya meyillenmeliyiz ki, zihnimize şöyle bir mesaj gitsin; ‘evet sen şu ana kalbin normal artıyor, demek ki bir tehlike yok` mesajını verelim."