CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü`nde gazeteci Hrant Dink`in katledilmesiyle ilgili davanın duruşmasının yapılacağını belirterek, “10 Ocak, gazetecilerin ne kutlama ne de dayanışma günü; 10 Ocak, faillerini gözümüzün içine baka baka serbest bıraktıkları gazeteci cinayetlerinin günü. Gazeteciler kutlamaya değil, öldürülen meslektaşları Hrant Dink`in davasına gidiyorlar” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı. 10 Ocak`ta çok sayıda gazetecinin haber merkezinde çalışma sandalyeleri yerine adliyelerde sanık sandalyesinde oturacaklarını belirten Kılıç, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink`in 2007 yılında silahlı suikast sonucu öldürülmesine ilişkin davanın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi`nde devam edeceğinin altını çizdi. Sevda Erdan Kılıç, şunları kaydetti:
“GAZETECİLER KUTLAMAYA DEĞİL, ÖLDÜRÜLEN MESLEKTAŞLARI HRANT DİNK`İN DAVASINA GİDİYORLAR”
“Gazetecilerin 212 Sayılı Basın Kanunu`nun yürürlüğe girmesiyle Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutladığı 10 Ocak, artık ne kutlama ne de dayanışma günü. 10 Ocak`tan bugün bizlere kalan, mesela faillerini gözümüzün içine baka baka serbest bıraktıkları gazeteci cinayetlerinin günü. Bugün gazeteciler kutlamaya değil, öldürülen meslektaşları Hrant Dink`in davasına gidiyor. Kasım ayında katili serbest bırakılan Hrant Dink`in, tam 16 yıldır yılan hikayesine dönen davasına bugün İstanbul`da devam edilecek. 10 Ocak gazetecilerin ne kutlama ne de dayanışma günü; 10 Ocak faillerini gözümüzün içine baka baka serbest bıraktıkları gazeteci cinayetlerinin günü. Gazeteciler kutlamaya değil, öldürülen meslektaşları Hrant Dink`in davasına gidiyorlar.
"HABER MERKEZİNDE DEĞİL, ADLİYEDELER"
10 Ocak`tan bizlere kalan, haber merkezleri yerine Adliyeler`de mesai tüketecek onlarca gazeteci yargılamaları. Serhat Albayrak`ın şikayet ettiği Ceren Sözeri 10 Ocak`ta hakim karşısında, Cüppeli`nin şikayet ettiği Akif Beki 10 Ocak`ta hakim karşısında, Ercan Aktaş hakim karşısında. Tutuklanan meslektaşlarıyla dayanışmak için eylem yapan gazeteciler hakim karşısında.
“BASIN KARTLARI İPTAL EDİLDİ; İLAN HAKKI KESİLDİ”
Gazetecilerin basın kartlarını düzenleyen 212 Sayılı Yasa`nın yürürlüğe girmesinin 62. yılında, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı 1000`e yakın muhalif gazetecinin basın kartını iptal etti. Basın İlan Kurumu keyfi kararlarla muhalif gazetelerin ilan hakkını kesti.
Tazminat başta olmak üzere çalışma hayatına ilişkin gazetecilerin özlük haklarının verildiği 10 Ocak`ın 62. Yıl dönümünde, yüzlerce gazeteci adil bir ücret ve insanca çalışma koşullarından mahrum bırakıldı, işsizliğin yüzde 40`a dayandığı bir medya sektörü yaratıldı.
“GAZETECİLER CEZAEVİNDE”
Bugün itibariyle, 14 gazeteci cezaevinde. MLSA`nın verilerine göre, 2023 yılında 314 gazeteci hakim karşısına çıktı, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle açılan 18 davada, 26 sanık toplam 68 yıl 4 ay 27 gün hapis cezasına çarptırıldı.
“SANSÜR YASASI”
Ekim ayında yürürlüğe giren ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma` suçu ile dezenformasyonla mücadele değil özgürlüklerle mücadele edildi. Yasa çıktığından bu yana TCK 217/A kapsamında en az 33 gazeteciye soruşturma açıldı, 6 gazeteci gözaltına alındı ve 4 gazeteci tutuklandı. Sansür yasası iktidarın sopası haline gelirken, RTÜK eliyle sansür, iktidar eliyle otosansür artık bir rutin haline geldi.
“BASIN HÜRDÜR SANSÜR EDİLEMEZ”
Tüm bunlara rağmen gerçeklerin ortaya çıkması için mücadele veren gazeteciler, siz ‘halka haber verme hakkınıza` sahip çıkıyorsunuz, biz de haber alma hakkımıza sahip çıkıyoruz. Herkese özgürce görüş ve düşüncelerini açıklama ve yayma hakkını veren Anayasal hakkımıza sahip çıkmak için gazetecilere yönelik baskıların bir an önce son bulmasını talep ediyoruz. Basın hürdür sansür edilemez.”