Bir sokak röportajında Instagram`a erişim engeli getirilmesine ilişkin kullandığı ifadeler nedeniyle yargılanan Dilruba Kayserilioğlu, bir kez daha hakim karşısına çıktı.
“Cumhurbaşkanına hakaret”ten yargılanan Kayserilioğlu`nun duruşması bugün görülürken; savcı mütalaasında Kayserilioğlu`nun Türk Ceza Kanunu`nun 299. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında yer alan hükümler kapsamında 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti.
Savunma makamının esas hakkında beyanı için duruşma 31 Ekim tarihine ertelenirken; Kayserilioğlu ve avukatı Hüseyin Yıldız, duruşma sonrasında basın açıklaması yaptı.
Kayserilioğlu: “Kazanacağıma hukukun da doğrudan yana olacağına sonuna kadar inanıyorum”
Sokak röportajında fikir ve ifade özgürlüğü hakkını kullandığının altını çizen Kayserilioğlu, şunları söyledi:
“Ben her zaman üstüne basa basa söyledim. İfade özgürlüğü kapsamında eleştirilerimi dile getirdim. Hala bu eleştirilerimin de arkasındayım. Çünkü fikir ve ifade özgürlüğü var. Dava hala devam ediyor. Bu dava, şahsi alınıp gündemde hiçbir suç yokmuş gibi, katiller kol gezmiyormuş gibi, her şey güllük gülistanlıkmış gibi hala daha benim üstümden yürünmeye devam ediyor. Ben suçsuz olduğumu her zaman söylüyorum. Her zaman da beraat edeceğime inanıyorum. Fikirlerimin her zaman arkasında olduğumu savunuyorum. Bir Türk vatandaşı olarak eleştirilerimi dile getirdim. Avukatlarım da davanın takipçisi. Gittiği yere kadar onlar götürme niyetinde. Biz de götürme niyetindeyiz. Vatandaş olarak haklı olduğum için kazanacağıma hukukun da doğrudan yana olacağına sonuna kadar inanıyorum.”
Yıldız: “Beraat etmesinin kuvvetle muhtemel olduğuna inanıyoruz”
Dilruba`nın beraatine karar verileceğine inandıklarını belirten Avukat Yıldız, şunları kaydetti:
“Bugün Dilruba`nın yaptığı bir röportaj yüzünden açılan ikinci davasını yani ‘cumhurbaşkanına hakaret` suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşmasına girdik. İlk duruşmada savcı esas hakkındaki mütalaasını Dilruba`nın cezalandırılması yönünde açıkladı. Biz de esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanlarımızı sunmak için süre talebinde bulunuyoruz. Ve duruşma 31 Ekim saat 14.30`a ertelendi. Normalde biz asliye cezada görülen davalarda böyle bir ay sonraya duruşma günü alamıyoruz ama bu dosyada bir ay sonra duruşma günü aldık. Türkiye`de hukuka güven yüzde 20`nin altına düşse de bizim hukuka olan güvenimiz tam. Biz müvekkilimizin ifade özgürlüğü kapsamında beyanlarını her Türk vatandaşı gibi yönetime karşı olan eleştirilerini dile getirdiğine inanıyoruz. Ve suçsuz olduğuna inanıyoruz. Beraat etmesinin kuvvetle muhtemel olduğuna inanıyoruz. Zira Türkiye Cumhuriyeti Anayasası`yla ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi`yle de güvence altına alınmış bir ifade özgürlüğünü anlatıyor. Demokrasinin gereği yöneticilerimizin biraz daha eleştiriye açık olması gerekiyor. O nedenle biz Dilruba`nın uçsuz olduğuna inanıyoruz. Kuvvetle muhtemel beraat edeceğine inanıyoruz. Çünkü hukuk, adalet gün gelecek elbet bir gün bize doğruyu söyleyecektir.”
“Hukuka ve adalete olan inancımızı yitirmiyoruz"
Davanın hızlı görüldüğüne dikkat çeken Yıldız, şu ifadeleri kullandı:
“14 Ağustos`ta iddianamesi yazıldı ilk dosyanın. 3 Eylül`de duruşmasına girdik ve karara çıktı. Biz 3 Eylül`de diğer dosyanın duruşmasına girdik. 2 Eylül`de bakanlık kovuşturma izni verdi Dilruba hakkında. Biz hukuka ve adalete olan inancımızı yitirmiyoruz. Bizim inancımız tam. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Ve inanıyorum hakimler de savcılar da bu hukuk kuralları çerçevesinde vicdani kanaatlerine uygun olarak karar verecektir.”