Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: UMUT EMRE GÖKBULUT
CHP`nin ön seçimle belirlenecek cumhurbaşkanı aday adayı, TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir`den başlattığı seçim çalışmaları kapsamında bugün Bursa`da partililerle ve yurttaşlarla bir araya geldi. Cengiz Göllü Voleybol Salonu`nda yapılan programda salon tamamen doldu.
Ramazan ayını kutlayan İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
"Allah ülkemizin bereketini kaçıranlardan bu ülkeyi korusun. Bugün zor günler yaşadığımızı hepimiz biliyoruz. Kime sorsanız tadımız kaçtı. Elimize geçen paranın bereketi, kıymeti kalmadı. Daha dün 200 lira büyük para diye düşünüyorken fazla değil 8-10 yıl önce, bugün bozuk para bile değil. Paramız da pul oldu, itibarımızı da yerle bir ettiler. Dünya ölçeğinde ülkemizin bulunması gerektiği yerden çok aşağılardayız. Niye bu hâldeyiz? Çünkü bir iktidar adalet duygusunu yitirirse o memleketin ne yaparsanız yapın bereketi kaçar. Orada ne refah olur ne huzur. En büyük sorunumuz, ülkeyi yönetenlerin zerre adalet duygusu kalmadı. Vicdanları köreldi. Milletin hakkını, hukukunu çiğnemekten bir adım bile geri durmuyorlar. Yaşamak için borçlanmadan yaşayamayan, borçlanmadan hayatını sürdüremeyen milyonlarca dar gelirlinin hâli bu iktidarı yönetenlerin umurunda değil. ‘Şükredin` derken onu bile fırça atarak söylüyor. Halkına fırça atarak söylüyor. ‘3 bin liraydı, 4 bin oldu. Daha ne olacak` diyor. Bizdeki anlayış, milletin parasını millete dağıtmak anlayışı. Prensibimiz, ilkemiz milletin ihtiyaçları için milletin parasını millete adil olarak dağıtma prensibidir. O ahlâktan asla vazgeçmeyiz.
“Emekliye hakaret etmeyi normal görüyor”
Bunlar emekliye bile verilen maaşı kendi parası gibi verdiğini düşünerek o emekliye hakaret etmeyi normal görüyor. Bu dünyada, yeryüzünde görülmüş bir şey değil. Bu, edebin ayaklar altına alınması demektir. Utanç duyulacak bir durumdur. Emekçiler ve iş insanları ekonomik, siyasi, hukuki ortama güvenmedikleri için, önlerini göremedikleri için zor durumdalar. Bu ülkede üreten insanı, sanayiciyi, istihdam sağlayan, bu ülkenin üreten insanlarını bile korkutmayı, baskı altına almayı kendine siyasi strateji gören bir akılla karşı karşıyayız ama bunların umurunda değil. Bunların umrunda olan tek şey, kendine ait zannettiği koltuğunu korumak, saraydan çıkmamak. Millet seni evine yollayacak. Millet adaletsizliğin pençesinde, can derdinde. Gelir dağılımında adalet yok, eğitimde adalet yok, sağlıkta adalet yok. Devlet kurumlarının uygulamalarında, işe alımlarda adalet yok. Seçimden bu yana neredeyse 2 sene geçiyor. Genel seçimlerde zorda kalınca ‘Mülakatı kaldıracağım` demedi mi? Devletin başındaki insan sözünü tutmaz mı ya?
“Bu iktidarın elini kolunu soktuğu hiçbir yerde adalet yok”
Bunu söylemek ayıp ama mahkemelerde adalet yok. Bu iktidarın elini kolunu soktuğu hiçbir yerde adalet yok. Bunların içinde adalet duygusu kalmadığı gibi amacı adaleti sağlamak olan yüce Türk yargısının saygıdeğer, namuslu hakimlerini, savcılarını bile zor durumda bırakıyorlar. Adaleti sağlamak için uğraşan her kişiye düşman oluyorlar. İnsanlarımız zor şartlarda kendi paralarıyla, onurlarıyla bir öğün karınlarını doldurabilsinler diye -gurur da duyuyorum- Kent Lokantaları açtık. Türkiye`nin her yerindeki yerel yönetici arkadaşlarım Kent Lokantası markasıyla her yerde açtılar. 100 metre ve iktidarın düştüğü acizliğe bak. Bütün güçleriyle nereye saldırıyorlar? En büyüğü 100 metrekare olan Kent Lokantası`na saldırıyorlar. Demediklerini, yapmadıklarını bırakmadılar. Hâlâ da uğraşıyorlar. Hâlâ da orada gitti, yemek yedi diye bir insana soruşturma açıyorlar. Utanılacak bir durumdalar. Memleketimizi sıkıntıya sokuyorlar. Biz neyle uğraşıyoruz, onlar neyle uğraşıyorlar? Biz, işte bütün belediye başkanlarımız dar gelirli ailelerin çocukları okul öncesi eğitim alabilsin, anneleri iş bulup çalışabilsin diye kreşler açtık, açmaya devam ediyoruz. Onlar ne yapıyor? Kapatmak için uğraşıyorlar. Kapatmak için genelge yazıyor belediye başkanlarına. Sonra yaptıkları hatayı, milletin tepkisini görüyorlar. Kendileri bunları geri nasıl çeviririz diye kıvır kıvır kıvırıyorlar.
“İmamoğlu geliyor, tarihi gençler yazacak”
İmamoğlu geliyor. Tarihi Türkiye Cumhuriyeti`nin gençleri yazacak. Bu ülkede hiçbir zaman, hiçbir dönemde hiçbir siyasi anlayış, bir başka siyasi anlayışın hizmetine, değer gören hizmetine savaş açar mı? Topla tüfekle saldırır mı? Kreşe saldırıyorlar. Kent Kokantası`na saldırıyorlar. Niye biliyor musunuz? Onların dev proje, mega proje dedikleri, milletin cebindeki parayı boşaltan projeleri; 100 metrekarelik Kent Lokantası, bir küçücük kreş onların mega projelerini tuş etti, yendi diye, saldırılar ondan. ‘Küçük çocuğu olan annelere ulaşımı ücretsiz yapacağım` dedim. İstanbul zor bir şehir. Birçok şehirden çok daha yüksek seviyede geçim sıkıntısı olan bir şehir aslında. Hatırlayın, 2023 seçiminde, 2019 seçiminde İstanbul`da cumhurbaşkanı, her seçimde gelip onlarca miting yaptı ve bu mitinglerde bana hitaben dedi ki, ‘Kimin parasını kime veriyorsun` Ben, ‘Milletin parasını millete veriyorum kardeşim. Sana mı soracağım` dedim. Bunlar milletin hakkına girmeyi, milletin hakkının kendi yetkisinde olduğunu düşünmeye o kadar alışmışlar ki, milletin parasını millete vermemizi akılları almıyor.
"Onların kriteri, milletin parasını bir avuç insana vermek"
Onlardaki kriter ne, biliyor musunuz? Milletin parasını kendi yakını olan bir avuç insana vermek. Onların derdi bu. Biz bu yola milletin hakkını millete vermek için çıktık. Geçim derdi çekmeden, gelecek endişesi duymadan yaşama hakkına kavuşsunlar diye yola çıktık. İktidar olacağız, millet hakkını alacak. Milletin hakkını millete vereceğiz. Bu milletin en kaliteli eğitim ve sağlık hizmetlerine kolayca ulaşmaya, afetlere karşı güçlü bir şekilde karşı koymaya hakkı elbette var. Bu milletin mahkemelere gözü kapalı güvenmeye hakkı elbette var. Bu milletin kökeni, inancı, cinsiyeti, siyasi görüşü ne olursa olsun; herkesin kendini güvende hissettiği, huzurlu bir ortamda yaşamaya hakkı yok mu? Elbette var. İşte ne olacak? İktidar olacağız. Millet hakkını alacak. CHP başaracak. Milletin hakkı milletin olacak."
(SÜRECEK)