(İSTANBUL) - Prof. Dr. Adem Sözüer, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan`ın tutukluluğuna yapılan itirazın reddine ilişkin kararın gerekçesini, "Böyle gerekçeler, hukuka uygun, vicdani kanaatin ifadesi değil, gerekçe adı altında aslında keyfiliğin yansımasıdır. Türkiye acilen hukuka dönmelidir" şeklinde eleştirdi.
Prof. Dr. Adem Sözüer, "Kent Uzlaşısı" operasyonuyla 19 Mart`ta gözaltına alınıp tutuklanan ve yerine kayyum atanan Şişli Belediye Başkanı Şahan`ın tutukluluğuna yapılan itirazın İstanbul 45. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmesiyle ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
Şahan ile ilgili tutukluluğun devamı kararında, Ceza Muhakemesi Kanunu ile Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında öngörülen şekilde bir gerekçe bulunmadığını ifade eden Sözüer, şöyle devam etti:
"Örneğin, ret kararında `kaçma ve delilleri karartma şüphesi var` deniyor ama bunlar için hiç bir somut dayanak gösterilmiyor. `Adli kontrol yetersiz kalır` deniyor ama neden yetersiz kalacağına ilişkin delile dayalı bir değerlendirmeye rastlanmıyor. `Delillerin toplanması sürecek, o nedenle de tutukluk devam edecek` deniyor. Ucu açık ve soyut gerekçeler.”
“Meşru bir siyasi faaliyeti keyfi olarak ‘terör` diye gösterildi”
19 Mart`tan itibaren gerçekleşen tutuklamaların ardındaki gerekçelerin siyasi olduğunu belirten Sözüer, şunları kaydetti:
"Tutukluluğa itirazı reddedilip tutukluluğunun devamına karar verilen Resul Emrah Şahan, yüzde 70`e yakın oyla Şişli Belediye Başkanı seçilmişti. Nitelikli bir şehir plancısı olarak görev yaptığı sürede, Resul Emrah Şahan`ın partizanca davranmadığına, ayrım yapmadığına Şişli`de tanıyan herkes tanıktır. Çalışkan, insana ve ülkeye hizmet etmek isteyen, cumhuriyetçi, vatansever, demokrat bir kişi olarak, sadece Şişlimiz için değil ülkemiz için de bir değerdir. Meşru bir siyasi faaliyeti, keyfi olarak ‘terör` diye gösterildi. Evine baskın yapılıp, çocuğu ve eşinin gözleri önünde gözaltına alındı ve tutuklandı. Haksızlıkla örülen dört duvar arasına kondu, belediyeye kayyım atandı. Bu haksız gözaltı, tutuklama ve kayyım atamalarına Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer gibi pek çok siyasetçi maruz kalmıştır. Anayasa Mahkemesi kararlarının dahi uygulanmadığı koşullarda, siyasetçilere yönelik bu kararları hukukla bağdaştırmak mümkün değildir. CMK`ya göre hakim kararını vicdani kanaatine göre verir. Ancak vicdani kanaat keyfilik anlamına gelmez. Her karar makul ve hukuka uygun şekilde gerekçelendirilebilmelidir. AİHM ve AYM`nin de pek çok kararında ifade ettiği üzere basmakalıp ifadeler ve kanun hükümlerinin basit tekrarları birer gerekçe sayılamaz. Dolayısıyla böyle gerekçeler hukuka uygun vicdani kanaatin ifadesi değil, gerekçe adı altında aslında keyfiliğin yansımasıdır. Türkiye acilen hukuka dönmelidir."