Haber: TENZİLE AŞÇI Kamera: ÖZGÜR ŞENGÜL
(İZMİR) - İzmir`de üniversite öğrencilerinin, tutuklu arkadaşları için Kültürpark`ta başlattıkları ‘Adalet Nöbeti` 4. gününde devam ediyor. Gençler, ‘umut` mesajı verirken eyleme ilişkin ANKA Haber Ajansı`na konuşan Kubilay Çetin, “Değişim ateşi artık yakıldı. Sandığı bugün kursalar da, yarın kursalar da, üç sene sonra kursalar da artık bunların geri dönüşü yok” dedi.
İzmir`de üniversite öğrencileri, CHP`nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu için düzenlenen eylemlere katıldıkları için tutuklanan ve hala cezaevinde bulunan öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle Konak Kültürpark`ta Adalet Nöbeti`ne başladı. Gençlerin 18 Nisan`da başlattığı adalet nöbeti, 4. gününde devam ediyor.
ANKA Haber Ajansı`na konuşan gençler, tutuklu öğrenci kalmayana kadar mücadeleye devam edeceklerini söylediler.
Benzer: “Bu süreçte yaşadığımız her şeyi duyurmak için buradayız”
Eyleme katılan Royem İzem Benzer, 19 Mart`tan bu yana yaşananlara dikkat çekmek istediklerini belirterek, “Amacımız tutuklu arkadaşlarımızın hepsini geri almak ve yaşadığımız baskıların, bu düzenin değişmesini sağlamak. Bu süreçte yaşadığımız şeyleri daha net bir şekilde, daha kararlı bir şekilde duyurabilmek. Geçtiğimiz bir ay boyunca sıkıntılı bir süreç geçirdik. Sokağa çıktığımızda yaşadıklarımız, evlerimize gelip baskınlarla alınmalar, arkadaşlarımıza uygulanan muameleler, gözaltında yaşananlar, cezaevine alındıktan sonra arkadaşlarımıza ilaçlarının verilmemesi, hastaneye gitmeleri gerektiği zamanda hastaneye götürülmemeleri, kırıklar içinde olmaları ve yine de cezaevinde tutulmaları... Bu süreçte yaşadığımız her şeyi duyurmak için buradayız” dedi.
“Biz bu süreçte yılmayacağız, asla da pes etmeyeceğiz”
Gençlerin sokaktaki direnişlerinin oturma eylemlerine dönüşmesinin umutsuzluk anlamına gelmediğini belirten Benzer, şunları söyledi:
"Bu direnişler zaten bir ay boyunca düzenli olarak aynı şekilde maalesef gidemiyor. Çünkü elimizdeki şartlar, imkanlar, okullarımız, üniversitelerimiz, hayatlarımız... Bu tarz durumlarımız olduğu için bunlar çok sürekli olmuyor. Ama bu demek değil ki bitti. Bugün burada oturuyoruz, arkadaşlarımızı geri almak istiyoruz. Yani bu bitecek bir şey değil. Çünkü dayanışma dayanışmadır, biz yine sokaklardayız, yine meydanlardayız, sesimiz kısılmadı, hatta daha gür bir sesle bağırıyoruz. Çünkü sustukça başımıza neler geldiğini maalesef bu süreçte net bir şekilde gördük. Aslında daha kararlıyız. Umudumuzu asla yitirmedik, umut her zaman vardır. Bizim umudumuz yılmamamızdan, unutmamaktan gelir. Bu süreçte, özellikle arkadaşlarımızla mektuplaşma süreçlerimizde bizlerin onlara yolladığı mektuplar, onların bize yolladığı mektuplar daha da güç veriyor. Daha da mücadelemize omuz veriyor. Biz bu süreçte yılmayacağız, asla da pes etmeyeceğiz.”
Gürel: “Tüm hukuksuz uygulamalara karşı bir adalet mücadelesi”
Anıl Gürel de gençlerin tepkisinin sadece İmamoğlu`nun tutukluluğuna değil, mevcut iktidarın politikalarına karşı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Bizim amacımız en başta tutuklu arkadaşlarımız için mücadele etmek. 19 Mart`ta başlayan eylemlerle birlikte 300`den fazla arkadaşımız tutuklandı. Arkadaşlarımızın çoğunluğu şu an serbest bırakıldı ama içeride hala tutuklu kalan arkadaşlarımız var. Bizim bu eylemdeki en büyük amacımız, tutuklu arkadaşlarımız için başta olmak üzere ülkemizde özellikle 19 Mart`ta tepkisi gösterilmeye başlanan tüm hukuksuz uygulamalara karşı bir adalet mücadelesi, demokrasi mücadelesi sürdürmek. Bizim için 19 Mart`ta başlayan süreç sadece bir Ekrem İmamoğlu süreci değil, tüm Türkiye`deki mevcut iktidarın yaptığı hukuksuz politikaların hepsine karşı direnmek ve mücadele etmektir. 30 günlük bir süreç belirledik ve dördüncü günümüzdeyiz. Mücadelemizi dayanışmamızı sürdürüyoruz.”
“Büyüklerimizin bizimle dayanışmaya gelmesinin katkıları çok fazla”
Oturma eylemlerinin vatandaşlardan destek gördüğünü belirten Gürel, şunları söyledi:
“Fuara gelen insanların çoğu stantlara uğradıktan sonra bizlerin yanına geliyorlar. İlgileri çok fazla oluyor. Büyüklerimizin bizimle dayanışmaya gelmesinin katkıları çok fazla. Bizlere bir yol gösterici oluyorlar. Onların paylaştığı fikirler, düşünceler bizlerin bakış açılarını daha fazla genişletiyor. Belki yeri geldiğinde eksiklerimizi görüyoruz, bir şeyleri tamamlıyoruz ve dayanışmamız daha çok artıyor. Dışarıdaki insanların bizlere bakış açısı ciddi anlamda çok güzel, gitgide de bu ilgi artıyor. Zaten bu nöbet dediğimiz şey kısa vadeli bir şey olmadığından ötürü günlerce bu dayanışmanın büyüteceği ve daha ileriye gideceği anlamına geliyor bizler için.”
Eylemlilik sürecinin Ramazan Bayramı ile temposunun düştüğünü ancak gençlerin umutlarını kaybetmediğini söyleyen Gürel, şu ifadeleri kullandı:
“Bunu etkileyen en büyük süreç bayram süreci oldu. Bayram sürecinin başlaması ve uzun bir süre olması aslında bu eylemleri en çok etkileyen süreçti. Bizler buna rağmen bayramın ilk ya da ikinci günü Karşıyaka`da bir yürüyüş yaptık. Ardından Göztepe`de ve Bornova`da yürüyüşlerimizi elimizden geldiğince sürdürmeye devam ettik. Ama tabii ki ilk başlardaki gibi binlerce kişiyle ne yazık ki olmadı bu süreç. Bizler bu direnci yüksek tutmaya çalıştık. Biz, hiçbir arkadaşımızı bu saatten sonra gözaltına aldırmamak ve tutuklatmamak üzere mücadele edeceğiz. Tabii ki bir demokrasi mücadelesi var. Ancak şu an bu süreçler pasif hale düştüğü için ve insanlar bu süreçleri biraz daha ertelediği için sadece biz bize kalarak bunu elimizden geldiğince bu kadar yürütüyoruz. Ve bu ortamda biz daha fazla arkadaşımızı kaybedemeyiz. Böyle bir lüksümüz yok. Biz umudumuzu yitirmedik. Umutlarımızı aksine daha çok yeşerttik. Yeşertmeye de devam edeceğiz. Bizim mücadelemiz, haklı bir mücadele. Biz doğru yolda yürüyoruz. Biz anayasal haklarımızı kullanıyoruz. Asla ve asla bu süreçlerden yılmayacağız, geri çekilmeyeceğiz. Ve haklı mücadelemizi devam ettirmeye bir tane bile genç arkadaşımız kalmayana kadar ve tutuklu hiçbir siyasi kalmayana kadar bu süreçleri devam ettireceğiz.”
Çetin: “Bu birleşmenin sonunda bu mücadelenin bence zafer olacağına inanıyorum”
Eyleme katılan Kubilay Çetin, nöbete başladıkları gün karşılaştıkları polis müdahalesini hatırlattı. Çetin, iktidara karşı toplu bir mücadele verildiğini ifade ederek, “Demokrasi sürecini biz bir ay olarak sürdürmeyi planlıyoruz. Daha ilk günden bize yapılan bir muamele vardı. Polisler bizi engellemeye çalıştı, gençlerin buluşmamasını, gençlerin toplanmamasını istediler. Fakat biz mücadelemizden yılmadık. Arkadaşlarımızla beraber buradayız. Bu mücadeleden de vazgeçmeyeceğiz. Polisin bizim yanımızdan arkadaşlarımızı işkenceyle, kötü muameleyle gözaltına almalarına hep beraber şahit olduk. Arkadaşlarımızın ilaçları verilmedi. Ben ilk günden beri buradayım. İlk günden beri son güne kadar da burada olacağım. Mücadele bugün burada olur, yarın sokakta olur, meydanlarda olur. Ben gençlerin polislerden korkacağını sanmıyorum. Bu yeni jenerasyon, yeni gençlerimiz. Polislerin bizi sindiremeyeceğini düşünüyorum. Zaten AK Parti bu süreçte çok şaşırdı. Yani bu tepkiyi beklemiyorlardı. Yani şu an gençliği görüyorsunuz. Gençlerimizin hepsi birleşmiş durumda. Bu birleşme devam ederse ve bu birleşmenin sonunda bu mücadelenin bence zafer olacağına inanıyorum" şeklinde konuştu.
“Amacımıza sandıkta ulaşacağız”
19 Mart sürecinin ülkede bir değişim hareketini başlattığını belirten Çetin, şu ifadeleri kullandı:
“Dört gün içerisinde bu zamana kadar gelip de ‘burada neden bunu yapıyorsunuz` diyenleri ben görmedim. Vatandaşlar gelip fotoğraf çekiliyor, ‘gençler mücadelenizi büyütün` diyorlar, bizimle beraber olduklarını dile getiriyorlar. dile getiriyorlar. İleriden izliyorlarsa, bu mücadeleyi de görüyorsalar zaten olayın farkındalar. Değişim ateşi artık yakıldı. Gençlerimiz hiç beklenmedik şekilde hepsi sokaklara indi. Ve bu gençlerimiz de sokaktan ayrılacağını düşünmüyorum. Mücadele bitene kadar, arkadaşlarımız salınana kadar, Ekrem Başkanımız da salınana ve cumhurbaşkanı olana kadar da mücadelemize devam edeceğiz. Amacımıza ulaşacağız. Amacımıza sandıkta ulaşacağız. İnşallah erken seçim yaparlar da sandıkta zaten vatandaşımız ve gençlerimiz gereken cevabı verir. Sandığı bugün kursalar da yarın kursalar da üç sene sonra kursalar da artık bunların geri dönüşü yok."