CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, Madrid`deki NATO Zirvesi`nin ardından iktidarın ‘isteklerimizi kabul ettirdik` söylemlerinin kısa sürede boşa çıktığını ifade etti. Toprak, “Ülkeyi sürüklediği ekonomik felaket tablosunu örtmek için dış politikayı malzeme yapan, içeride ‘diplomatik zafer` masalları anlatan iktidar; aksine tavizler ve U dönüşleriyle ülkemizin saygınlığına hasar veriyor, zafiyete sürükleniyor” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, AKP iktidarının dış politikasını eleştirdi. İspanya`nın başkenti Madrid`de düzenlenen NATO Zirvesi`nde F-35, S-400, F-16, İsveç ve Finlandiya`nın NATO üyeliği konusundaki iktidarın tutumunu değelerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın İsveç ve Finlandiya`nın NATO üyeliğine vetosunu kaldırdığını hatırlatan Toprak, “İsveç-Finlandiya vetosunu kaldıran Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın ‘diplomatik zafer` diye pazarladığı üçlü memoranduma karşılık, İsveç Yargıtay`ı üç gün önce Türkiye`nin iadesini talep ettiği bir kişi hakkında daha ret kararı verdi” dedi.
Toprak`ın değerlendirmelerinden öne çıkan başlıklar şöyle:
“F-16 SATIŞININ KOŞULA BAĞLANMASI, ULUSAL ÇIKARLARIMIZIN VE SAYGINLIĞIMIZIN YOK SAYILMASIDIR: ABD Temsilciler Meclisi`nde kabul edilen teklifle, Türkiye`ye F-16 satışının ‘ABD çıkarlarına uygun olduğu ve Yunanistan hava sahasının ihlal edilmeyeceği` koşuluna bağlanması, ulusal çıkarlarımızın ve saygınlığımızın yok sayılmasıdır! Kongre`deki yasal süreç henüz tamamlanmamış olsa da iktidar, bunu kabul etmeyeceğini net olarak dünyaya ilan etmelidir.
TÜRKİYE`Yİ NATO`DAN DIŞLAMA PLANIDIR: F-16 satışı karşılığında ülke savunmasının, savaş uçaklarımızın Ege`deki harekât ve uçuş planlarının koşula bağlanması, ABD`nin kontrolünün ve ABD Başkanının taahhüdünün istenmesi, Türkiye`nin bağımsızlık ve egemenliğine büyük saygısızlıktır! Aynı yasada NATO üyesi ve müttefik Türkiye`ye F-35 ve S-400 yaptırımları sürdürülürken, Rusya`dan S-400 alan Hindistan`a yaptırım uygulanmamasının kararlaştırılması, iki yüzlü bir yaklaşımın ötesinde Türkiye`ye karşı düşmanca bir tavırdır. Bu adımlar, Rum-Yunan lobisinin ABD Kongresindeki uzantılarıyla birlikte Türkiye`yi NATO`dan dışlama planıdır.
İSVEÇ YARGITAY`I TÜRKİYE`NİN İADESİNİ TALEP ETTİĞİ BİR KİŞİ HAKKINDA DAHA RET KARARI VERDİ: Aynı NATO Zirvesi`nde Biden`ın ‘anı yaşa` telkininde bulunduğu telefon görüşmesinin ardından, İsveç-Finlandiya vetosunu kaldıran Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın ‘diplomatik zafer` diye pazarladığı üçlü memoranduma karşılık, İsveç Yargıtay`ı üç gün önce Türkiye`nin iadesini talep ettiği bir kişi hakkında daha ret kararı verdi. Trump`ın, Merkel`in, Macron`un, İsrail Cumhurbaşkanı`nın bir telefonuyla istedikleri isimleri mahkemede serbest bıraktıran Cumhurbaşkanı, hiçbir bağlayıcılığı olmayan memorandumla, bu ülkelerdeki hukuk devleti ve bağımsız yargının da kendi yaptığı gibi talimatla karar alacağını sanıyor.
BİDEN, PYD-YPG`YE DESTEĞİ SÜRDÜRECEKLERİNİ AÇIKLADI: ABD ve İsveç`ten gelen bu kararlar, iktidarın dış politikadaki basiretsizliğini, tehdit ve şantaj diplomasisinin ciddiye alınmadığını sergiliyor. Yaşanan gelişmeler Suriye`ye harekât konusunda ABD`den sonra Rusya ve İran`ı da ikna edemediğini gösteriyor. ABD Başkanı Biden, Ortadoğu turunda bölgeden çekilmeyeceklerini, boşluk yaratmayacaklarını, Suriye`de PYD-YPG`ye desteği sürdüreceklerini açıkladı.
AÇIKLAMALAR; KUZEY SURİYE`DE SDG-PYD-YPG`YE YÖNELİK YENİ BİR HAREKÂTA KARŞI OLDUKLARI YÖNÜNDE: 19 Temmuz`da Tahran`da yapılacak Putin-İbrahim Reisi-Erdoğan arasındaki üçlü zirve öncesinde Rusya ve İran`ın açıklamaları, Kuzey Suriye`de SDG-PYD-YPG`ye yönelik yeni bir harekâta karşı oldukları yönünde. Suriye ordusunun Türkiye sınırına yerleşmeye başlaması, Rusya ve Suriye`nin geçen hafta ortak tatbikat yapması, Rusya`nın Ukrayna`ya göndermek için asker çektiği bölgeleri, Suriye ordusu ve İran destekli Hizbullah güçlerine devretmesi Türkiye`ye verilen mesajlar.
ÜLKEMİZİN SAYGINLIĞINA HASAR VERİYOR, ZAFİYETE SÜRÜKLENİYOR: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi`nin, Tahran Zirvesi`nde Cumhurbaşkanı Erdoğan`a Astana, Soçi ve Moskova mutabakatlarında verdiği ‘cihatçıları İdlib`ten tasfiye taahhüdünü`, Suriye`nin toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı sözünü bir kez daha hatırlatacaklarını öngörmekteyim. Ülkeyi sürüklediği ekonomik felaket tablosunu örtmek için dış politikayı malzeme yapan, içeride ‘diplomatik zafer` masalları anlatan iktidar; aksine tavizler ve U dönüşleriyle ülkemizin saygınlığına hasar veriyor, zafiyete sürükleniyor.”