(İSTANBUL) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın ile ilgili başlatılan soruşturmaya ilişkin olarak, "Gittiler ifade alındı, savunma yapıldı, hakime sevk etti. Adli kontrol talep ediyor. Gözaltı kararı yok ifadeye çağırdık diyorlar. İfadeye çağırdıysan sekiz polis iki araba Cem`i polis arabasında nasıl götürüyorsun?" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Modern Hukuk ve Yargının Siyasallaşması Paneli`nde konuştu. CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın`a soruşturma başlatılmasına tepki gösteren Özel, şunları söyledi:
"Bugün sabah Cem Aydın kardeşim şimdi adli kontrol talep etmiş... Cem Aydın kardeşimi dün CHP Gençlik Kolları kurumsal hesabından yapılan bir paylaşım... Paylaşımda benim bu süreçle ilgili söylediğim sözleri videoyu editlemişler o paylaşım kondu diye sabah 08.00 polis gitti kapısına. Sabah da itiraz ettik. `Açıklama var ifadeye çağırılmıştır.` Çağırma telefon açar çağırıusın. Telefona ulaşamadın ne yapacaksın elbette polis yollayacaksın. Bir polis gider `ifadeye çağırıyorlar seni` der. Giderse gider gitmezse eğer o zaman zorla getirme diye bir şey olur. Sekiz polis kapıya gelmiş. `Adliyeye gideceğiz ifadeni alacaklar.` Gözaltı kararı var mı? Yok. Ama fiili gözaltı uyguluyor. Dediler ki bana hukukçu arkadaşlar, yine tabii bizimkilerin iflah olmaz bir iyimserliği, hukuka öyle bir inançları var ki; `Efendim yanlış ama yaptığı, çok acil hallerde gecikmenin sakıncalı olduğu yerlerde resen şifahen söyler `gidin alın yazıyı yolluyorum` der. Devletin savcısına polis güvenir, o gider gözaltını yapar yazı arkadan gelir. Bunun Cem`e yapılması çok ayıp ama usül budur.` Gittiler ifade alındı, savunma yapıldı, hakime sevk etti. Adli kontrol talep ediyor. Gözaltı kararı yok ifadeye çağırdık diyorlar. İfadeye çağırdıysan sekiz polis iki araba Cem`i polis arabasında nasıl götürüyorsun? Yani usuli hata falan filan değil zihniyet, zihniyet polis devleti zihniyeti. Şu var; tek adamdan Cem`e iki talimatlık iş var. Akın diyor; alın onu. Polisler çıkıyor. Akın`a demiyor ki benim elimde yazı yok gözaltı yok, nasıl giderim nasıl alırım. Oluyor bitiyor laf olsun diye bir gözaltı kararı bile yazmıyor ifadeye çağırdım ben diyor.
"Ama Montesquieu`nun kuralına gelince bir tek ona itirazları var"
O yüzden öyle bir yerdeyiz, öyle bir haldeyiz, tarihin öyle bir noktasındayız ki burada kuvvetler ayrılığı diye bir şey olabilir mi? Ve kuvvetler ayrılığı yoksa şimdi beyefendilerin mahdumları deniz ticareti seviyorlar, gemiler alıyorlar, gemiler Arşimet`in kaldırma kuvveti kuralına göre yüzüyor. Buna itirazları yok. Ama Montesquieu`nun kuralına gelince bir tek ona itirazları var. Arşimet`in kaldırma kuralı, suyun kaldırma kuvvetiyle ilgili kuralı yanlış olsa sizin gemi batardı. Bu kanun doğru olmasa dünyanın güçlü demokrasileri zengin, güçsüz demokrasileri daha fakir, eninde sonunda da perişanlığı yaşayanlar hep tek adam rejimleri olmazdı. En son Esad rejimi çöktü. Ondan önce Allah kimseye sonlarını benzetmesin, bir şey ima ediyorum sanar oradan der ki bana... Kaddafi de Saddam da tek adamdılar. Ve hukukun üstünlüğüne inanmıyordular. İnanmadıkları için yönettikleri ülkeler fakirdi kendi zenginliklerine rağmen. İnanmadıkları için eninde sonunda o rejimleri çökerttiler."
(SÜRECEK)