İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çanakkale Biga ilçesinde vatandaşlara, “17 gün sonra, 5 yıl için ülkenin yöneticilerine karar vereceksiniz. Ekonominin liyakatsiz insanlardan kurtulması için karar vereceksiniz. Bizim kavgamız, bu millete reva görülen fakirlikledir, fakirlikle. Fakirlikle kavga edeceğiz biz. Milleti ezen enflasyonla, işsizlikle, hayat pahalılığıyla, milleti ezen israfla kavga edeceğiz. Milletin parasını kendi parası gibi görüp, çatır çatır harcayan insanlardan sizi kurtaracağız. Milletin fakirleştiği, üreticinin fakirleştiği, ürün taban fiyatının hiçbir anlam ifade etmediği bu dönemden sizi kurtaracağız” diye seslendi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çanakkale`nin Biga ilçesinde vatandaşlarla buluştu. Hükümet Konağı önündeki alanı, yağmura rağmen dolduran Bigalılar, İmamoğlu`na sevgi gösterilerinde bulundu. Konuşma yapacağı otobüsün üzerine yağmurlukla çıkan İmamoğlu, Biga`nın ardından Balıkesir, İnegöl ve Bursa`ya gideceğini belirtti. İmamoğlu konuşmasında şunları söyledi:
“İNSANLARIMIZIN EVLATLARINA BİR BAYRAMLIK ALIŞVERİŞİNİ YAPAMADIĞI BU DÖNEMDEN KURTULMAK İSTİYOR: Memleketin her yerine gideceğiz. Memleketin her insanının gönlüne, kalbine, büyük büyük, umut dolu bu sürecin sonunda baharın geleceğini ve Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde yeni bir dönemi başlatacağımızı anlatacağım. Biz, 86 milyonluk büyük bir aileyiz. Bizi, Allah`ın kulu ayıramaz. Tam da o ruhun mayasının atıldığı şehirdeyiz. Biz, Çanakkale şehitlerinin torunlarıyız. Bizi hiç kimse ayıramaz. Birliğimizi kimse bozamaz. Bu büyük millet, demokrasiye susadı. Bu büyük millet, yargı bağımsızlığının kalktığı ortamdan artık kurtulmak istiyor. Bu büyük millet; ekonominin, işsizliğin, insanları sıkıntıya soktuğu, ne yazık ki insanlarımızın evlatlarına bir bayramlık alışverişini dahi düzgün yapamadığı bu dönemden kurtulmak istiyor.
VARLIK NEDENİMİZ, EKONOMİYİ TEKRAR AYAĞA KALDIRMAK: 17 gün sonra, tam 5 yıl için ülkenin yöneticilerine karar vereceksiniz. Ekonominin liyakatsiz insanlardan kurtulması için karar vereceksiniz. Türkiye`ye bir kez daha ‘Hele bir seçimi kazanalım, ondan sonra bakarız` yönetimini, o anlayışı, milletçe evine yollayacağız. Bizim hiç kimseyle kavgamız yok. Millet İttifakı olarak, ülke yönetimine tutarlı, ileri görüşlü bir ekonomi anlayışı gelsin istiyoruz. Siyasette varlık nedenimiz; özellikle memleketin belini büken, paramızı pul yapan ekonomiyi tekrar ayağa kaldırmak, akılcı politikalarla geleceğimizi teminat altına almak, çocuklarımızın ve gençlerimizin umutsuzluğunu ortadan kaldırmak. Yapmak istediğimiz bu. Bizim kavgamız, bu millete reva görülen fakirlikledir, fakirlikle. Fakirlikle kavga edeceğiz biz. Milleti ezen enflasyonla, işsizlikle, hayat pahalılığıyla, milleti ezen israfla kavga edeceğiz. Milletin parasını kendi parası gibi görüp, çatır çatır harcayan insanlardan sizi kurtaracağız. Millettin fakirleştiği, üreticinin fakirleştiği, ürün taban fiyatının hiçbir anlam ifade etmediği bu dönemden sizi kurtaracağız.
TÜRKİYE`NİN HER SORUNUNU ÇÖZERİZ: Türkiye`nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yok. Türkiye`nin her sorununu çözeriz. Yapacağımız tek şey; bilgili, becerikli, iş bitirecek liyakatli bir yönetimi göreve getirmek. Biz hazırız buna. Biz hazırız; ülkeye huzur getireceğiz. Göreceksiniz; 86 milyon insana hizmet edeceğiz, Bir avuç insana değil. Yakına, eşe, dosta, akrabaya değil, 86 milyon insana, Biga`ya hizmet etmeye geliyoruz. Sizler için çok basit, ama çok önemli işler yapacağız. Mesela; herkes patates, soğan fiyatını dert etmeden manava gidecek, pazara gidecek. Vatandaşın sofrasında eti, sütü, peyniri olacak. Köylerde okullar, sağlık ocakları olacak. Kreşe çocuklarımızı yollayacağız, kreşe. Benim öğrencimin üniversiteye gittiği zaman, burs sorunu olmayacak, yurt sorunu olmayacak. Okulda ücretsiz yemeği olacak. Bu milletin parası, millete yeter. Sen yeter ki, bu milletin parasını çarçur etme. Sen yeter ki, 86 milyon insanın parasını çarçur etme.
21 YIL YÖNETİP, HALA ‘-CEK, -CAK DİYENLER, YALANCI PEHLİVA: Bugün karşımıza gelecekler, meydan okumaya çalışacaklar, meydan okuyacaklar. Dünyaya da meydan okuyor ya. ‘Ey ey` diye bağırıyorlar. Bu iş öyle olmaz. Meydan okuma işi değil bu. 21 yıl yönetip, bugün karşınıza gelip hala ‘-cek, -cak diyenler kim biliyor musunuz? Onlar, yalancı pehlivan. Bigalı, gerçek pehlivanın kim olduğunu iyi bilir. Bigalı, pehlivanı gözünden tanır gözünden. Bizim Millet İttifakı masamızda pehlivanlar var. Ama biz esas neye inanıyoruz biliyor musunuz? Bu memleketin, 86 milyon insanımızın pehlivan evlatlarına inanıyoruz. Sizin evlatlarınıza inanıyoruz. Millet İttifakı olarak göreve geleceğiz ve vatandaşımıza hizmet edeceğiz. Birleşe birleşe kazanacağız. Kazandıklarımızı, bu milletle paylaşacağız, bu milletle bölüşeceğiz. Çünkü bu memleketin nimeti, milletin nimeti. Onu millete vereceğiz. Milletle konuşurken, ‘Sen şu partilisin, sen bu partilisin` asla demeyeceğiz. Esas olan memleketimin evladı. Aranızda dostlarım var, beni bilirler. Şu güzel annelerimize baktığımda, evimdeki insana baktığım gibi bakmıyorsam, namerdim. Şu güzel gençlere baktığında, evimdeki evlatlara bakar gibi bakmıyorsam, namerdim. Size, bütün milletimize bakışım tam da böyle. Ve devlet, milletini böyle bakar. Devlet, milletine ayırt etmeden bakar. Devlet milletine fırça atmaz.”
"BENİM SESİMİ KİMSE KISAMAZ"
Millet İttifakı`nın seçim çalışmaları kapsamında, yurt gezilerini sürdüren ve günde birkaç ilde birden konuşma yapan İmamoğlu, kısılan sesi yüzünden sözlerine kısa bir su molası verdi. İmamoğlu daha sonra sözlerine şöyle devam etti:
“Merak etmeyin, benim sesimi kimse kısamaz. Ben, buraya milletin sesi olmaya çıktım. Öyle de devam edeceğim. Millet ittifakı, hiç kimseyi ayırt etmeyecek. Bu partizanlığı var ya partizanlığı, söküp atacağız. Devletin kurumlarından söküp atacağız. Herkesi kucaklayacağız. Doğusu batısı, güneyi kuzeyi; herkesi. Bigalı dostlarım, hemşerilerim, gidin komşularınıza; evladınıza kefil olurmuş gibi, bize kefil olun, konuşun. ‘Cumhurbaşkanımız, 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu sizin her kuruşunuza zeval gelmemesi için çalışacak` deyin. Biz, Bigalının isteklerini, Çanakkale`nin isteklerini, Balıkesir`in isteklerini asla ıskalamayacağız. Onlar için çok çalışacağız. Tarım için çalışacağız. Tarımda, köyünde çalışan kadının sosyal haklarını biz sağlayacağız. Bir genç çiftçilik yapmak istiyorsa, sosyal haklarını biz sağlayacağız. Bu şehirde ve bütün Türkiye`de sosyal imkanları artırırken, bir yandan yaşamı daha kaliteli hale getireceğiz. Göreceksiniz, diyeceksiniz ki, ‘Yahu biz ne kadar zengin bir milletmişiz. Bu devletin nimetleri, ne kadar varmış ama bundan mahrum bıraktılar bizi ve bir avuç insanla paylaştılar.` Göreceksiniz; bu memleket, bu millet adaletle buluşacak. Bu memleket, bu millet liyakatte buluşacak. Bu memleket, bu millet zenginlikle buluşacak."
“ONLAR BİR KİŞE BURS VERDİ BİZ 75 BİN KİŞİYE"
İBB Başkanı İmamoğlu, alanda toplanan vatandaşlara `bir kayırmacılık hikayesi` anlatacağını belirterek, şöyle konuştu:
“O kadar kayırmacılık var ki güzel gençlerimiz. Bir kişiye, işe girer girmez öyle bir burs veriyor ki İBB benden önce. O genci Amerika`ya yolluyor. Bugünün karasıyla yaklaşık 4 milyon lira. O genci, oraya sözüm ona ulaştırmayla ilgili bir şirket yolluyor, ama o, orada siyaset yüksek lisansı yapıyor. Sonra; şimdi geliyor onu İstanbul`dan, o parti milletvekili adayı yapıyor. Sevgili hemşerilerim; senin evladının ondan farkı ne? Şu gencin ondan farkı ne? Peki biz ne yaptık? Biz, 75 bin gence burs veriyoruz İstanbul`da. Bir kişiye verdiler, bir kişiye. Biz, 75 bin. Bu sene eylülde, 5 bin öğrenciye yurt vereceğim İstanbul`da. Daha önce neydi? Sıfırdı. Onun için, bu memleketin nimetleri size açılıyor. 15`inde o kapı size açılıyor. Devletin gücünü değil, devletin adaletini, şefkatini, vicdanını halkına yaşatmaya geliyoruz. Devlet, insanına gücünü göstermez. Devlet, vatandaşına hiddetli konuşmaz. Devlet, vatandaşına yüzü asık bakmaz. Devlet, evladına bakar gibi bakar vatandaşına. Bir baba gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi bakar. İşte biz, onu temsil etmeye geliyoruz. Göreceksiniz, size layık olacağız.
BU YAĞMUR, TOPRAĞA DÜŞEN DEMOKRASİYİ YEŞERTECEK: Allah, sizden razı olsun. Bu yağmurlarda ıslanıyoruz. Ama bu, bizim bereketimiz. Toprağa düşen o güzel tohumları yeşertecek bu yağmur. Bu yağmur, toprağa düşen demokrasiyi yeşertecek. Bu yağmur, bugün burada toprağa düşürdüğümüz adaleti yeşertecek. Bu yağmur bugün burada çocuklarımızın, gençlerimizin ileride çok nitelikli bilim insanı, emekçi, öğretmen, mühendis olmalarını sağlayacak. Bu kardeşiniz, bu evladınız, bu yağmurun bereketi üzerine söz veriyor; size hiç mahcup olmayacak. Birleşe birleşe kazanacağız, unutmayın. Büyüteceğiz oylarımızı. Coşa coşa sandıklara gideceğiz. Sandıkları koruyacağız. Sandıklara sahip çıkacağız. Komşularımızı ikna edeceğiz. Güzel anneler, ablalar, hanımefendiler, beyefendiler, sevgili gençler, herkesle konuşup, onları ikna edeceğiz. Hazır mıyız? Çok çalışacağız. 15 Mayıs sabahı güne uyandığınızda bu güzel Biga`nın havası, size daha güzel gelecek. Doya doya, demokrasiden özgürlüğe bu memleketin havasını içinize çekeceksiniz 15`inde. Her şey çok güzel olacak.”